26 Mayıs 2009 Salı

Serbest Bolgeye Yapilan Nakliye KDV Mukteza

Serbest bölgeye yapılan taşıma işleminde Katma Değer Vergisi KDV Kanuna göre istisna olup olmadığı hakkındaki mukteza aşağıdaki gibidir.



"T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)


TARİH: 16.03.2009
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.2488

KONU : Serbest bölge dışından serbest bölgeye yapılan taşımacılık isinin KDV'ye tabi
olup olmayacağı.

… A.Ş.

İlgi dilekçeniz incelenmiştir.



3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/1. maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,
Kanunun 7. maddesinde, Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık ile transit taşıma işlerinde, hizmetin iç parkura isabet eden kısmının Türkiye'de yapılmış sayıldığı hüküm altına alınmıştır.
Kanunun 14/1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 24.12.1984 tarihli ve 84/8889 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında deniz, hava, kara ve demiryolu ile yapılan yük ve yolcu taşıma işlerinin vergiden müstesna olduğu ifade edilmiştir.
Söz konusu istisna kapsamına yabancı ülkede başlayıp Türkiye'den geçerek yabancı bir ülkede sona eren, yabancı bir ülkede başlayıp Türkiye'de sona eren ve Türkiye'de başlayıp yabancı bir ülkede sona eren taşımacılık işleri girmektedir.
Aynı Kanunun 16/1-c maddesi ile Gümrük Kanunu'ndaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı malların; Kanunun 17/4-1 maddesinde ise, serbest bölgelerde verilen hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 6. maddesinde, serbest bölgelerin gümrük bölgesi dışında sayıldığı, bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair
mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağı hükmü bulunmaktadır. Aynı kanunun 8. maddesinde
serbest bölge ile Türkiye'nin diğer yerleri arasında yapılacak ticaretin dış ticaret rejimine tabi
olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, taşımacılık işleminin uluslararası taşımacılık faaliyeti çerçevesinde değerlendirilebilmesi için, taşıma işinin Türkiye'de başlayıp başka bir ülkede bitmesi, başka bir ülkede başlayıp Türkiye'de bitmesi veya transit olarak yapılması gerekmektedir. Bu durumda, … Limanından, … Bölgesine yapılan taşımacılık işi, uluslararası taşımacılık faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceğinden, taşımacılık istisnasından faydalanılması mümkün bulunmamakta olup, Kanunun 1/1. maddesi hükmü uyarınca KDV'ne tabi olacaktır.

Ayrıca taşıma işleminin serbest bölge içinde (serbest bölge içinde başlayıp serbest bölge içinde bitmesi) gerçekleşmesi durumunda KDV'den istisna olacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.


Başkan a.

Grup Müdür V.
"

4 Mayıs 2009 Pazartesi

kooperatif repo gelirleri iadesi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)




Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-1

Konu : Kooperatif repo gelirlerinden kesilen vergilerin iadesi hk.











….. GRUP MÜDÜRLÜĞÜNE





İLGİ: …2009 tarih ve …. sayılı yazınız.



İlgi sayılı yazınıza istinaden …. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi …. Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi tarafından müdürlüğünüze verilen …2009 tarihli e-mail incelenmiş olup, Müdüriyetimizi ilgilendiren konular aşağıda açıklanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde; “Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir:

a) Sermaye şirketleri.

b) Kooperatifler.

c) İktisadî kamu kuruluşları.

ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.

d) İş ortaklıkları.

Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur.” hükmü yer almıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 4.maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde de; tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olacağı belirtilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinde; “Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.

Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradı sayılır:

……..

5.Her nevi tahvil (ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler hariç ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil) ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları irat sayılmaz.)

……..

14.Bu maddenin ikinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yer alan menkul kıymetleri geri alım ve satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatler.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. maddesinde;

………

4.Bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralarına yürütülen faizler hariç olmak üzere, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılır. Bu fıkra kapsamında yapılan tevkifat tutarları 98 inci ve 119 uncu maddelerde belirtilen sürelerde beyan edilir ve ödenir. Bu iratlar üzerinden 94 üncü madde veya Kurumlar Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz.

5. Gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olması, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmaması, vergiden muaf olup olmaması ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmaması (1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkra hükümleri uyarınca yapılacak tevkifatı etkilemez. Şu kadar ki, Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan borsa yatırım fonları ve emeklilik yatırım fonlarının elde ettikleri kazançlar üzerinden (1) ve (4) numaralı fıkralar uyarınca tevkifat yapılmaz.” hükmü bulunmaktadır.

Dolayısı ile, gerek vergi kanunlarında gerekse kendi özel kanunlarında gelir ve kurumlar vergisinden muaf olduğu belirtilen kurum ve kuruluşlarca elde edilen gelirler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. maddenin (5) numaralı fıkrası gereğince tevkifat yapılacak olup, yapılacak tevkifatlar nihai vergileme olacaktır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; tevkif suretiyle kesilen vergilerin yıllık beyanname üzerinde mahsubundan sonra kalan tutarların nakden iadesi mümkün olup, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan ve yıllık beyanname vermeyen söz konusu kooperatif adına yapılan tevkifatların nakden ve mahsuben iadesi mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesi …. arz ederim.

Grup Müdürü V.