12 Kasım 2008 Çarşamba

gayrimenkul satis kazanci istisnasi mukteza

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : B.07.1 .GİB.4.34.l6.01/KVK/5
Konu : Şirket aktifinde kayıtlı gayrimenkulün satısından doğan kazanç dolayısıyla kurumlar vergisi istisnasından
yararlanılmasının mümkün olup olmadığı hk.


İlgi : ../092008 tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçenizde; şirket aktifinizde kayıtlı bulunan ve kiraya verdiğiniz … adresindeki fabrika binasını gayrimenkulün bulunduğu hudutlar dahilinde yerel yönetimin deri üretimine izin vermemesi ve kiracı tarafından tamamen boşaltılması nedeniyle söz konusu bu gayrimenkulün satışı durumunda kurumlar vergisi istisnasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususu sorulmaktadır.

Bilindiği gibi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 5.maddesinde; “(1) Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:
....
e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı.
Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.
Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibarî değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihi esas alınır.
Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında iki yıllık sürenin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınır….” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun Kanun Gerekçesi ve Madde Gerekçelerinin 5.maddesinde;
“…
(e) bendinde, taşınmazlar ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnası düzenlenmektedir. İstisnanın amacı, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesidir. Bu bentte belirtilen koşulların sağlanması halinde söz konusu taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı istisnadan yararlanacaktır…” denilmektedir.
Konuya açıklık getiren 03/04/2007 tarih 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “ 5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde;
“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.
İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.
Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyeceği açıklanmış olup,
Aynı bölümde verilen 4 numaralı örnek aşağıdaki gibidir.
Örnek 4: Esas faaliyeti taşınmaz ticareti ve kiralaması olmayan bir şirketin, atıl olarak durmakta olan bir taşınmazını kiraya verdikten iki tam yıl sonra söz konusu taşınmazı satması halinde taşınmazın elden çıkarılmasından doğan kazancın istisnadan yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre; istisnanın amacı, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve mali bünyelerinin güçlendirilmesine yönelik olmasıdır. Herhangi bir ticari sınai faaliyeti bulunmayan şirketinizin, şirket devamlılığını gayrimenkullerini kiraya vererek idame ettirdiğinden durumunuz yukarıda yer alan örnek 4’e uymamakta ve esas faaliyetiniz taşınmaz kiralaması olmaktadır. Bu durumda aktifinizde kayıtlı bulunan söz konusu ….adresindeki gayrimenkulünüzün satışından doğan kazanç dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunun 5/1(e) bendinde yer alan kurumlar vergisi istisnasından faydalanması mümkün değildir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.



Başkan a.

Grup Müdürü V.

yurtdisi cikis harci harclari

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
İSTANBUL DEFTERDARLIĞI
Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü



SAYI : B.07.4.DEF.0.34.12.2.45-2992 02.11.2001-6157
KONU : Yurtdışında kurulmuş olan şirketin
kurucularından yurtdışında sürekli
ikamet etmeleri halinde yurtdışına
çıkışlarda harç alınmayacaktır.

……………………..

İLGİ : 26.10.2001 tarihli dilekçeleriniz.

Dilekçelerinizde, Sofya’da kurulmuş olan ……….. Ltd. Şirketi.’nin kurucularından……………………’ın yurtdışına çıkışlarda alınan 50 ABD doları harç pulu bedelinden muaf tutulması talep edilmektedir.
Bilindiği üzere 4705 sayılı Yurtdışına Çıkanlardan Harç Alınması ve 4481 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, yurt dışına çıkış yapan (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hariç) Türk vatandaşlarından çıkış başına 50 ABD Doları Türk Lirası tutarında harç alınacağı hükme bağlanmıştır.
28.07.2001 tarih 24476 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yurt Dışına Çıkışlarda Harç Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararın 4 üncü maddesinin (j) bendinde Yurt dışında müstakil iş sahibi olarak sürekli oturan ve geçimini yurt dışında temin ettiğini belgelendiren Türk vatandaşları ile bunların eş ve 18 yaşından küçük çocuklarından, harç alınmayacağı belirtilmiştir.
Dilekçeniz eki belgelerin tetkikinden , Bulgaristan, Sofya, …….. İlçesinde kurulan ……….. Ltd. Şti.’nin kurucularından olduğunuz ve Slatina Vergi Dairesinde mükellefiyet tesis ettirdiğiniz ayrıca geçici adresinizin de ……………Şehri olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre yurtdışında sürekli ikamet ettiğinizi belgelendirmeniz ve yurt dışında müstakil iş sahibi olduğunuzu belirten söz konusu belgelerle hudut çıkış kapısında çıkış işlemlerini yapan emniyet görevlisine ibraz etmeniz halinde tarafınızdan harç alınmaması aksi takdirde ise harç ödemeniz gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

5 Kasım 2008 Çarşamba

Asgari Gecim Indirimi Soru-Cevap

ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ İLE İLGİLİ 20 SORU – 20 CEVAP

2008 yılı başından beri uygulanmakta olan asgari geçim indirimi ile ilgili düzenlemelerin uygulamaya yeterince ışık tutmaması, yoruma açık konuların olması nedeniyle, uygulamada yaşanan sorulara cevap bulmak kolay değildir. Dolayısıyla gerek tarafımıza gerekse meslektaşlarımıza yönlendirilen soruların arkası kesilmemiştir.

Bu çalışmada tarafımıza gelen ve en sık sorulan sorular verilen cevaplarla birlikte istifadenize sunulmaktadır. İncelendiğinde anlaşılacağı üzere konu ile ilgili yoruma açık olan noktalar olduğu ortadadır. Yorumlar pek çok meslektaşın ortak görüşlerine göre oluşturulmuştur. Yararlı olması dileğimizle…


SORU-1: Asgari geçim indirimi her ay ödenmek zorunda mı? 3 ayda bir de ödenebilir mi?

CEVAP-1: Asgari geçim indirimi düzenlemelerine göre hesaplanan asgari geçim indirimi miktarı her ay çalışana yansıtılacaktır. 3 ayda bir yansıtılması söz konusu değildir.

SORU-2: Asgari geçim indiriminin maaşlarımıza yansıtılması doğru mudur? Maaşımız örneğin 750,00 YTL ise + 45,00 ytl de asgari geçim indirimi ekleniyor. Bu durumda gelmediğimiz günlerin kesintisi ve ilave mesailerimizin ücretleri 750,00 ytl’den mi görülür yoksa 795 ytl’den mi ve gelmediğimiz günlerde asgari geçim indiriminde düşüş olur mu?

CEVAP-2: Asgari geçim indiriminin maaşlara yansıtılması demekten kastınız maaşınız ile aynı anda almak ise uygulama doğrudur. Ancak gelmediğiniz günlerin kesintisi ve ilave mesaileriniz 750 YTL maaşınız üzerinden hesaplanır. 45 YTL dikkate alınmaz.

SORU-3: Benim maaşımdan 2007 yılı boyunca vergi kesildi. Normalde bu kesilen vergiye ait vergi iadesini almam gerekmiyor mu? Teknokentte çalışıyorum ve gelir vergi kesintisinin olmaması dolayısıyla asgari geçim indiriminden yararlanamıyorum. Çıkan kanun ve benim teknokentte işe başlamam geçen yıla ait vergi iadesini iptal mi ediyor? Çalıştığım şirket ödemese bile bir şekilde bunu benim devletten tahsil etmem gerekiyor çünkü bu benim geçen yıla ait kazanılmışı hakkım kayboldu diye düşünüyorum. Sizce haksız mıyım?

CEVAP-3: Asgari geçim indirimi uygulaması 01.01.2008 tarihinden itibaren geçerlidir. Dolayısıyla 2007’ye ilişkin bir uygulama yapılamayacaktır.

Diğer yandan bildiğiniz üzere 2006 yılı ve öncesi dönemlerde ücret gelirleri elde edenler vergi iadesi alıyorlardı. Ancak bu uygulama 2007 yılının başından itibaren geçerli olacak şekilde kaldırıldı. Durum böyle olunca 2007 yılında vergi iadesi uygulanmadı. Asgari geçim indirimi ise 2008 yılı başından itibaren uygulamaya konulduğu için 2007 yılı açık ifadeyle ücretliler açısından hak kaybına uğranılan bir dönem oldu. Bunu defalarca konunun uzmanları yazılarında dile getirdi. Ancak idare geri adım atmadı. Özetle, şu anki düzenlemeler itibariyle 2007 yılına ilişkin vergi iadesinden yararlanamazsınız.

SORU-4: Merhaba sürekli hangi siteye girersem gireyim hep eş ve çocuklar deniyor, peki boşananların durumu ne olacak? Ben özel şirkette asgari ücretle çalışmaktayım, geçen ay ve bu ay 584 ytl maaş aldım (yemek+yol içinde). Bekâr olan arkadaşlar 606 ytl maaş aldı. Peki sizce bu hak ve adalet mi? Benim bir çocuğum var ve eşimden boşandım 15 senedir de hiç nafaka almadım. Bu konuyla ilgili muhasebeyle görüştüm bana verilen cevap siz nafaka alıyor görünüyorsunuz (boşanma ilamını istemişlerdi) dediler ve çocuk parası alamayacağıma dair görüş bildirdiler. Bu konuda yapabileceğim bir şey var mı?

CEVAP-4: Asgari geçim indirimi uygulamasında bir takım eksiklikler olduğu ve bu durumda olan ya da farklı çok sorun yaşayan çalışanlar olduğu bir gerçektir.

Anladığımız kadarı ile boşanma ilamınızda nafaka alınıyor diye ibare var, bu da muhasebe departmanınca farklı yorumlanmış ve "mademki nafaka alıyor o zaman çocuk için asgari geçim indiriminden yararlanamaz" denilmiş olmalı. Ancak durum öyle değil...

GVK'nun 32. maddesinde asgari geçim indiriminin uygulamasında "çocuk" tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, ifade eder şeklinde lâfzî düzenleme bulunmaktadır.

Bize göre çocuğunuz sizinle kalıyor ve beraber yaşıyorsa asgari geçim indiriminden çocuğunuz için de yararlanabilirsiniz. Dolayısıyla kendiniz için % 50, çocuğunuz için 7,5 olmak üzere toplam % 57,5 oranında indirim hakkınız var.

Nafaka almanız bu durumu etkilemez. Kaldı ki VUK'nun 3. maddesinde işlemlerin gerçek mahiyetlerinin esas olduğu açıklanmıştır. Fiilen nafaka almadığınıza göre işvereninizin ya da muhasebedeki arkadaşların asgari geçim indiriminden kendiniz ve çocuğunuz için faydalanmanız doğrultusunda işlem yapmaları hem asgari geçim indiriminin amacı açısından hem de hakkaniyet açısından daha doğru olacaktır, kanaatindeyiz.

SORU-5: Örneğin çalışan 18.01.2008 tarihinde asgari ücretli olarak işe girdi. Asgari geçim indirimi ile ilgili aile bildirim formu düzenledi. Aile bildirim formunda eşi çalışmayan statüsünde ve çocukları da 18 yaşından büyük ve evliler. Bu bildirime göre çalışanın asgari geçim indirimi oranı % 60 oluyor.

Şimdi aklımıza takılan konuya değinmek istiyorum. Bu çalışan için Ocak ayına ait asgari geçim indirimi hesaplamasında dikkate alınacak matrah nedir? 14 Günlük 283,92 YTL mi dikkate alınacak yoksa Aylık Brüt Asgari ücret mi dikkate alınacak? Personel puantajlarımızı Mikro Programı aracılığıyla hesaplıyoruz. Program hesaplamayı 608,40 üzerinden yapıyor. 283,92 ytl üzerinden yapıldığında çalışanın beyan edilmesi gereken gelir vergisi çıkıyor. Normal Ödeme Bordosunda GV. Sıfır Çıkıyor.

CEVAP-5: Kişinin ay ortasında ya da başında girmesi durumunda AGİ hesaplamaları tama iblağ edilecektir. Kesirler dikkate alınmayacaktır. Diğer deyişle çalışan kişinin AGİ miktarı hesaplanacak, çıkan miktar da hesaplanan vergisinden mahsup edilerek kendisine ödenecektir.

Bu durumda sizin söz konusu personelinizin aylık AGİ miktarı 54,76 YTL’dir. Aldığı ücret ise brüt 283,92 YTL’dir. Bunun üzerinden hesaplanan gelir vergisi 36,20 YTL’dir. Bu da o kişi için hesaplanan AGİ miktarının altında kalmaktadır. Dolayısıyla kişinin yararlanacağı maksimum miktar 36,20 YTL’dir. Geriye kalan artık miktar yani (54,76-36,20=) 18,56 YTL yararlanılamayan ve diğer döneme de devredilemeyen miktar olarak kalacaktır. Dolayısıyla siz 36,20 YTL’yi devlete ödeyeceğinize çalışanınıza ödeyeceksiniz.

Özetle matrah 14 günlük olacak, bunun üzerinden hesaplamalar yapılarak gelir vergisi hesaplanacak, brüt asgari ücret üzerinden hesaplanan AGİ de bundan mahsup edilecek.

SORU-6: Eski işyerimden 03.02.2008 de ayrıldım. 04.02.2008 de başka bir işyerinde çalışmaya başladım. Asgari geçim indirimi formunu eski işyerinde doldurdum. Asgari gecim indirimini eski işyerimden mi yoksa yeni işyerimden mi alacağım?

CEVAP-6: Eski işyeriniz işten çıkış tarihinize kadar olan bölüm için size ücret öderken asgari geçim indirimi miktarını dikkate alarak ödeme yapacaktır. Yeni işyeriniz de aynı şekilde işe giriş tarihinden itibaren hesaplamalara asgari geçim indirimini dâhil ederek ise ödeme yapmaya devam edecektir.

SORU-7: Özel bir şirkette Mali Müşavir olarak çalışmaktayım. Şirketimiz inşaat işlemleri yapmaktadır. Projeli işlemleri firmamız tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle işçiler aynı ay içerisinde projeye göre işyeri değiştiriyor. Sorum şu olacak AGİ için tebliğde "kesirli günler tam ay olarak dikkate alınır" deniliyor. Bu durumda işçi "her işyeri değiştirdiğinde kesirli olarak hesaplanan ve tam ay olarak ödenecek" ve bu AGİ dikkate alınırsa işçiye ödenen AGİ tespit edilen sınırları aşacaktır. Bu durumda ne yapabiliriz? Ben işçiden “önceki firmamdan AGİ'den yararlandım bu firmada bu ay için yaralanmak istemiyorum” diye dilekçe aldım. Bu ne kadar geçerli olur. Böyle durumların tespiti nasıl takip edilecek?

CEVAP-7: Asgari geçim indirimi ücretliye yönelik yapılan ve kişinin ücret gelirlerinin tümüne uygulanan bir düzenlemedir. Asgari geçim indirim ile ilgili düzenlemelerde anlattığınız durumla ilgili doğrudan bir açıklama olmamakla beraber uygulamada özellikle inşaat firmalarında farklı projelerde görev alan işçiler için asgari geçim indirimi uygulaması her bir proje için ayrı ayrı hesaplama yapacak şekilde uygulanmamaktadır. Bu durumdaki çalışanlar tek bir işverenden asgari geçim indirimi alıyor gibi kabul edilerek sadece bir proje kapsamında AGİ hesaplaması yapılmakta, diğer projeler için hesaplama yapılmamaktadır.

SORU-8: Eşim rehber öğretmen olarak çalışmaktadır. 1. dereceden özürlüdür ve sakatlık oranı yüzde yüzdür. Eşimin maaşından özürlü olmasından dolayı gelir vergisi kesilmemektedir ancak ek ders ücreti almaktadır ve ücretinden gelir vergisi kesilmektedir.

Bundan önceki dönemlerde ek ders ücreti de vergi matrahına dâhil edilerek vergi iadesi almaktaydı. Şimdi ise ders ücretinden asgari geçim indiriminden faydalanamamaktadır Bulunduğumuz il milli eğitim müdürlüğünün mutemediyle yaptığımız görüşmede AGİ’nin sadece maaşı kapsadığı ek ücretlerin mahsup edilmediğini söyledi. Bu durumda nasıl bir yol izlememiz gerekiyor. İlgili kanun veya yönetmelik varsa bilgilendirirseniz memnun oluruz. Ayrıca 1. dereceden özürlü olan bir çalışanın maaşından gelir vergisi kesilmezken ek dersinden kesilmesi mümkün müdür?

CEVAP-8: Eğer özel bir kanuni düzenleme yoksa, eşiniz için bir ayda ek dersler dâhil olmak üzere toplam alacağı üzerinden bordo düzenlenmesi ve bu bordroya göre vergilendirilmesi gerekir. Örneğin, asgari ücret aldığını bunun yanında da ek ders ücreti aldığını düşünelim.

Bu durumda 1.dereceden özürlü olan eşiniz için hesaplama şu şekilde olacak (çocuklar dikkate alınmadığı varsayımı altında):

Aylık ücret (brüt) 608,40 YTL
Ek ders ücreti toplam (brüt) 350 YTL
2008 yılında Asgari Ücretin Yıllık Brüt Tutarı (608,40x12) 7.300,80 YTL
Mükellefin Asgari Geçim İndirimi Oranı % 50
- Mükellefin kendisi için % 50
Asgari Geçim İndirimine Esas Tutar (7.300,80 x % 50) 3.650,40 YTL
Asgari Geçim İndiriminin Yıllık Tutarı (3.650,40 x% 15) 547,56 YTL
Asgari Geçim İndiriminin Aylık Tutarı (547,56 / 12) 45,63 YTL

Eşinizin ocak ayı için, asgari geçim indirimi mahsup işlemi aşağıdaki şekilde gerçekleştirilecektir.

Aylık Brüt Ücreti (608,40+350) 958,40 YTL
Aylık Tevkifat Matrahı 833,40 YTL
Birinci Derece Sakatlık İndirimi 600,00 YTL
Sakatlık İndirimi Düşüldükten Sonra Kalan Tevkifat (Stopaj) Matrahı 233,40 YTL
Hesaplanan Gelir Vergisi 35,01 YTL
Mahsup Edilebilecek Asgari Geçim İndirimi Tutarı 45,63 YTL
Ödenecek Gelir Vergisi 0,00 YTL
Yararlanılmış A.G.İ. Tutarı 35,01 YTL

Bu ücretlinin gelir vergisi matrahı hesaplanırken sakatlık indirimi de mahsup edilecek, sakatlık indiriminin mahsubundan sonra kalan gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından da yıllık asgari geçim indirimi tutarının 1/12’si olan (547,56 / 12=) 45,63 YTL mahsup edilecektir. Ancak mahsup edilecek tutar, kalan gelir vergisi tutarını aşamayacağından yalnızca 35,01 YTL’lik kısmı ücretliye ödenecek ve kalan 10,62 YTL asgari geçim indirimi farkı diğer dönemlerde de değerlendirilmeyecektir.

Buna göre, işveren mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarı kadar yani 35,01 YTL ücretliye daha fazla ödeme yapacaktır.

SORU-9: Anonim şirketimizde yönetim kurulu içinde BAĞ-KUR'lu olan var olmayan var. Örnek yönetim kurulu üyeleri işveren olduğu için bağ-kurlu olmak zorunda diğer kurul üyeleri olmak zorunda değil - denetim kurulu ve murakıplar gibi. Bunlara yönetim kurulu ücret bordrosu düzenlemekteyim. Sadece gelir vergisi ve damga vergi kesiyorum. Acaba AGİ uygulaması da yapacak mıyım?

Ltd.şti. ortakları için ise aldığımız ortaklar kurulu kararı ile 4 ortaklı bir ltd. şti.'in 2 ortağına aylık 1.000,00 ytl maaş ödemekteyim. Ortaklardan biri bağ-kura prim ödemektedir, diğer ödememektedir. Acaba bunlara AGİ hesaplayacak mıyım?

CEVAP-9: Gerek A.Ş. yönetim kurulu üyeleri gerekse limited şirket ortaklarının Bağ-Kur’lu olup olmamaları ile AGİ’nden yararlanmaları arasında bir bağlantı bulunmamakla beraber, siz huzur hakkı vb adlar altında ortaklara ödeme yapsanız da bunlar ücret olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla aynen yaptığınız gibi bordro düzenlenmekte ve stopaj yapılmaktadır. Dolayısıyla bu kişilerin de AGİ’nden yararlanmaları gerekmektedir.

SORU-10: Aile durumu ile ilgili herhangi bir bildirim yapmayan kişi için en azından sadece kendisi için indirim yapmak zorunluluğu var mıdır?

CEVAP-10: Aile durum bildirimi vermeyen ücretli hakkında minimum düzeyden hesaplanma yoluna gidilmesi, ileride yaşanabilecek eleştirileri bertaraf etmek açısından yerinde olabilir. Dolayısıyla bu bildirimi yerine getirmeyen çalışan, bekar statüsünde ve bakmakla yükümlü olduğu kimse yokmuş gibi kabul edilerek hakkında AGİ hesaplanabilir.

Ancak bizim düşüncemiz farklıdır. Asgari geçim indirimi uygulamasında çalışanların yapmakla yükümlü olduğu en önemli işlem “aile durum bildirimi”ni doldurmak ve işverenine teslim etmektir. Bunu yerine getirmeyen çalışanınız bu haktan yararlanmayı istemediğini kabul etmiş sayılır, kanaatindeyiz. Kaldı ki bildirim yapılmadığı için sizin de asgari geçim indirimi miktarını doğru hesaplamanız söz konusu olmayacak ve varsayıma dayanacaktır. Bu da sağlıklı bir uygulama olmayacaktır. Dolayısıyla bildirim yapmayan çalışanınız için asgari geçim indirimi hesaplaması yapılmaması yerinde olur. Bu konuda çalışanlarınızı uyarmanızda da fayda vardır.

SORU-11: Emekli bir çalışan Ocak/2008 de 14 gün çalışmış ve günlük ücreti 26 lira brüt. Aylık 364 YTL oluyor. Benim yaptığım hesap sizce doğru mu? (eşi çalışmıyor 1 çocuğu var). (%67,5).

Bildirge matrahı ( 26YTL x 14 gün) 364 YTL
SSK Kesintisi (364 x 0,75) 27,30 YTL
Vergi matrahı 336,70 YTL
Gelir Vergisi 50,50 YTL
Damga Vergisi 2,18 YTL
Asgari Geçim İndirimi Hesaplanması:
608,40x12=7.300,80x67,5= 4.928,04
4.928,04 x 0,15 =739,21 Yıllık A.G.İ)
739.21 /12 : 61,60 Aylık A.G.İ

Asgari Geçim indirimi gelir vergisinden fazla olamayacağı için çalışanın gelir vergisinden ancak 50,50 YTL kadar mahsup edilecektir.

Benim tereddütüm emekli çalışanlar (SGDP) için tebliğler dahil hiç bir örnek verilmemiş olmasıdır.

CEVAP-11: Hesaplamanız doğrudur. AGİ 61.60 YTL çıkmasına karşın ödenecek vergi 50,50 olduğundan, maksimum 50,50 YTL indirime konu olacaktır. Arta kalan miktar hesaplamalarda dikkate alınmayacaktır.

SORU-12: Bazı görüşlere göre gelir vergisi mükellefi olan ve gelir elde eşin çalışan kabul edileceğini ve A.G.İ. nden yararlanamaması gerektiği ifade edilmektedir. Dayanak olarak da GVK 32.maddeyi gösterilmektedir. Ancak konuyla ilgili tebliğde çalışan ve herhangi bir geliri olmayan eş kavramına açıklık getirilmiş ve özellikle vurgulanarak tanımlanmıştır. Kısaca ücretli çalışanlar dışındakiler çalışmayan ve geliri olmayan eş olarak kabul edilmiştir. Anlatımı ve ifadeyi tersten kurdukları için anlaşılması oldukça güç ve karmaşıktır. Mantıksal izahını bulamadığım bu düzenlemeye göre ücret geliri dışında gelir elde edenler neden çalışmayan kabul ediliyor?

CEVAP-12: Asgari geçim indirimi uygulamasında “çalışan eş” konusunun uygulamada türlü yorumlara neden olduğu çok açıktır. Tüm yorumların arkasında bize göre idarenin hatalı olarak düzenlediği, kanun metnini daraltan bir yorum yaparak yayınlamış olduğu tebliğ bulunmaktadır.

32. maddede bildiğiniz üzere eş için % 10 oranında indirimden yararlanılması iki şarta bağlanmıştır. Birbirini tamamlayan bu iki şart “çalışmama” ve “herhangi bir geliri olmama”dır. Bu açıdan bakıldığında hiç kimse şunu iddia edemez:”Ücret geliri elde eden eş çalışan eştir, ama ticari kazanç, serbest meslek kazancı, GMSİ elde eden eş çalışmayan eştir”. Bu ifadeyi kullanırsanız mükellefler arasında inanılmaz bir eşitsizlik yaratırsınız ki bunun ne kanunun amacı ile ne hukukun genel ilkeleri bağdaşması mümkün değildir. Ancak ne yazık ki uygulama ters şekilde devam etmektedir.

Önceleri özelge bazında görüşünü belirten idare daha sonra 265 Seri No’lu GVK Genel Tebliğindeki düzenlemeyle ücretli çalışanlar dışındakileri çalışmayan ve geliri olmayan eş olarak kabul etmiş ve 32. maddedeki ifadeyi kanaatimizce bertaraf etmiştir.

Hukuki olarak kanun her zaman için tebliğden daha üst konumdadır ve tebliğ ile kanun arasında bir uyuşmazlık varsa kanun maddesi önceliklidir.

Tebliğ, ücret dışında ne gelir elde ederse etsin, o eş için “çalışmayan eştir” diyor. Kanun aksini söylüyor. Uygulamacılar cezai işlemle karşılaşmamak adına idarenin isteği doğrultusunda hareket etmektedir. Düzenlemenin ilerleyen zamanlarda bu açıdan iptal edilmesi büyük bir olasılıktır.

SORU-13: 18 yaşından küçük çalışan çocuk veya 25 yaşından küçük okuyan ve çalışan çocuk için AGİ 'den, çocuk kendisi çalıştığı yerden mi yararlanacak, yoksa çalışan velisi mi beyan edecek?

CEVAP-13: 18 yaşından küçük olmasına rağmen çalışan çocuk için anne veya babası AGİ den yararlanamaz. Diğer deyişle anne ve baba bu konumdaki çocuk için AGİ oranlarından faydalanamaz. Aynı konu 25 yaşından küçük ama çalışan kişi için de geçerlidir. Çünkü bunlar ayrı bir gelir sahibi kişiler olarak ücretli konumundadırlar. Bunlar bizatihi kendileri AGİ den yararlanacaktır.

SORU-14: Hem ücretli çalışan olup hem de bir şirketi olan veya bir şirkete ortak olan ya da çalışıyor göründüğü şirkete ortak olan bir kişi için asgari geçim indirimi uygulamamız mümkün müdür?

CEVAP-14: Mümkündür, söz konusu ücret üzerinden AGİ hesaplamanızda bir sakınca bulunmamaktadır.

SORU-15: Ben çalışan bir bayanım 0-6 yaş arası 2 çocuğumun sağlık karnesi benim üzerimdedir. Eşim çalışmıyor ve bir geliri yok. Ocak ayı bordromda AGİ 45.63 ytl olarak hesaplanmıştır. Mali müşavirimiz bayanlar eş ve çocuk indiriminden yararlanamaz diyor. Bana bir yol gösterirseniz memnun olurum.

CEVAP-15: Eşiniz çalışmıyor ve herhangi bir geliri yoksa, iki çocuğunuz da sizin üzerinizden sosyal güvenlikten yararlandırılıyorsa,

Bu durumda hem eşiniz hem de çocuklarınız için asgari geçim indiriminde dikkate alınan oranlardan yararlanabilirsiniz. Daha açık bir ifadeyle, eşiniz ve çocuklarınız için de indirimlerden yararlanabilirsiniz.

O zaman da sizin hakkınız 45,63 YTL değil, 68,45 YTL olacaktır. Arada 20 YTL’den fazla fark bulunmaktadır. Bayan olmanızın bu haktan mahrum olmak ya da olmamak ile alakası bulunmamaktadır. Konuyu tekrar görüşmenizde fayda var.

SORU-16: Ben özel bir okulda öğretmen olarak çalışmaktayım. Kurum 7-8 ay asgari geçim indirimi ödemesi yaptıktan sonra ödemeleri kesti ve bunun sebebi olarak ilimizin teşvik kapsamındaki iller arasında olduğu, böyle bir kesintinin kendiler tarafından değil de vergi dairesinin yönetmelikleri gereğince kesildiği yönünde kimsenin anlayamayacağı karışık bazı açıklamalar yaptı. Bu konuda bizleri bilgilendirirseniz benim dışımda 30 öğretmen bu konuda aydınlanacaktır. İlginiz için teşekkür ederim.

CEVAP-16: Teşvikli illerde 2008 yılının ilk yarısı boyunca AGİ ödemelerinde sorunlar yaşanıyordu. İşverenlerin bir kısmı ödeme yaparken bir kısmı ödeme yapmıyor ve teşvikli oldukları için kaçınıyorlardı. Ancak durum Maliye Bakanlığı'nın bir tebliği ile çözüme kavuşmuştur.

5766 Sayılı Kanun’un 8. maddesi ile GVK’na eklenen geçici madde 73’e göre 29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki uygulanan ücretlerin vergilendirilmesinde, öncelikle Kanunun 32 nci maddesinde yer alan asgari geçim indirimi dikkate alınır. Bu madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Bu düzenleme ile teşvikli bölgelerde asgari geçim indirimi uygulanacak mı uygulanmayacak mı tartışmalarına son verilmiş bulunmaktadır. 267 Seri Nolu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği uyarınca (24.06.2008 tarihinde yürürlüğe girdi) asgari geçim indirimi tutarı, yapılan düzenleme uyarınca ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden öncelikle mahsup edilecektir. Asgari geçim indirimi mahsubu yapıldıktan sonra kalan gelir vergisi tutarı işveren tarafından terkin edilecek tutar olacaktır.

Ancak, terkin edilecek tutar, 5084 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından fazla olamayacağından asgari ücret üzerinden hesaplanan tutardan asgari geçim indiriminin mahsup edilmesi sonucu kalan tutar terkine konu edilecektir.

SORU-17: Farklı işyerlerinde çalışarak iki veya daha fazla AGİ ödemesi alınabilir mi? Bu soruyu iş hekimi için düşünebilirsiniz.

CEVAP-17: AGİ ödemesi ücretlilere yönelik şahsi bir haktır. Her bir işyeri bazında değerlendirilen bir uygulama değildir. Bu bağlamda birden fazla işverenden ücret almanız durumunda yalnız bir ücretinizde AGİ hesaplanması gerekmektedir.

SORU-18: 2.5 yıldır özel bir firmada çalışmaktayım. 31 ağustos tarihinde işyerimden ayrılacağım. Bu durumda yıl sonuna kadar almam gereken asgari geçim indirimini toplu alabilir miyim?

CEVAP-18: Asgari geçim indirimini işten çıkmanız nedeniyle toplu olarak almanız mümkün değildir. Çünkü asgari geçim indirimi ay bazında hesaplanan ve aylık olarak hak edilen ücretin vergisinden düşülmektedir. Önümüzdeki aylara ilişkin asgari geçim indiriminizi yeni işinize başladığınızda yeni işyerinizden almaya devam edeceksiniz. Diğer deyişle Eylülde işe başladığınızı varsayarsak Eylül maaşınızı size öderlerken asgari geçim indirimini de ödeyecekler. Dolayısıyla bu açıdan bir kayıp içinde olduğunuzu düşünmeyiniz.

SORU-19: Bizler 657 sayılı Kanunun 4-c maddesine istinaden geçici olarak çalışanlarız. 1 Temmuz 2008 itibariyle bizlere çıkış verildi. Temmuz maaşımızda yarımda olsa Asgari geçim indirimi alacağımızı ümit ediyorduk fakat çalıştığımız kurum alamayacağımızı söylüyor. Kıst yevmiye yapılarak bizlere 15 günlük ödenmesi gerekmez mi?

CEVAP-19: Temmuz ayı için size maaş ödendi ise asgari geçim indiriminin de hesaplara dahil edilmesi, yani size ödenmesi gerekir. Size ödenen ücretlerde ister Haziran ister Temmuz maaşı olsun, ay bazında asgari geçim indiriminin hesaplanması ve sizlere yansıtılması gerekir.

SORU-20: AGİ uygulamasında Anne, Baba bildiğim kadarıyla ve de araştırdığım kadarıyla dahil değil. Ama piyasada bazı meslektaşlarımız bu konuda sağlık karnesi uygulamasında geçerli olan Anne-Babaya bakma olayına binaen AGİ de dahil ederek işlem yapmaktadırlar. Bu uygulama doğru olur mu?

CEVAP-20: GVK’nun 32. maddesi açıktır. Eş ve çocuklar dışında anne ve baba veya başka biri AGİ uygulamasında dikkate alınamamaktadır. 265 nolu GV K de bu durumla ilgili farklı bir açıklama yoktur. Kaldı ki olsaydı da kanuna aykırı olurdu. Çünkü AGİ uygulaması ücretlinin öncelikle kendisi, sonra çalışmayan ve geliri olmayan eşi, nihayetinde de bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşın altındaki çocukları (tahsilde ise 25) için dikkate alınarak hesaplanacaktır. Ücretlilerin bakmakla yükümlü olsa da anne veya babası için ekstra bir AGİ indirim oranında faydalanması mümkün değildir. Zaten buna yönelik bir indirim oranı da yoktur. Özetle bu şekilde olaya yaklaşan meslek mensupları muhtemelen hatalı yorumlar nedeniyle yanlış uygulamalar yapmaktadırlar. Dikkate almamakta fayda bulunmaktadır.

4 Kasım 2008 Salı

Fiat Doblo Arac Aliminda Odenen KDV indirimi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)
TARİH : 17.07.2008
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.30.6288
KONU : Fiat Doblo araç alımında ödenen KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

.................................



........................ hakkında ilgide kayıtlı yazınızla ilgili olarak Bakanlık Makamından alınan ........................ tarih ve ........................ sayılı yazıda;

“Katma Değer Vergisi Kanununun 30/b maddesinde faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Konu ile ilgili olarak 27/07/2005 tarih ve 25888 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 8 seri nolu Gümrük Genel Tebliğinde (Tarife Sınırlandırma Kararları) 87.03 G.T.İ.P numarasında yer alan eşyaların tanımlanması yapılmıştır.

Buna göre, 21/07/2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bu tebliğ ekindeki tarife sınırlandırma kararı uyarınca, 2008 model Fiat Doblo 1,3 Combi yandan camlı çift sıra koltuklu kamyonet 87.03 G.T.İ.P numarasında yer alan binek otomobil niteliğine haiz olduğundan alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 320 nci maddesinin ikinci fıkrasında "Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir." hükümleri yer almaktadır.

Yukarıda ki açıklamalar çerçevesinde; 2008 model Fiat Doblo 1,3 Combi yandan camlı çift sıra koltuklu kamyonetin binek otomobil olarak kabul edilmesi sebebiyle, bu otomobilin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar kist amortisman ayrılması, amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değerin, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilmesi gerekmektedir.”denilmektedir.

Bilgi edinilmesini ve müracaat sahibine de gerekli duyurunun yapılması hususunda gereğini rica ederim.


Başkan a.

Grup Müdür V.