26 Aralık 2007 Çarşamba

mukteza iade alacagina haciz konulmasi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

TARİH: 28.12.2006
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.32.10012
KONU : :Mükellefin İade alacağına haciz konulması
........................................... MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgide kayıtlı yazınız incelenmiştir.

84 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin I/Genel Esaslar/1.1. Mahsup Yoluyla İade başlıklı bölümünde;

“Katma değer vergisi iade alacağının hak sahibi mükellefin kendisinin, ortaklarının veya mal ya da hizmet satın aldığı kişilerin vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) prim borçlarına mahsubu talepleri miktarına bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.

İade alacağı öncelikle mükellefin ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsup edilir. Artan bir miktar olursa mükellefin isteğine bağlı olarak; kendisinin, ortaklarının veya mal ya da hizmet satın aldığı mükelleflerin ithalde alınanlar dahil vergi borçlarına veya SSK prim borçlarına mahsup yapılır.”

Öte yandan, aynı Tebliğin I/1.1.2. Mahsup Talebi başlıklı bölümünde;

“Mahsup talebinin geçerlik kazanabilmesi için talebin bir dilekçe ile yapılması şarttır. İade alacağının sonraki dönemlerde muaccel hale gelecek vergi borçlarına mahsubunun da talep edilmesi mümkündür. Ancak bu borçlar muaccel hale geldikçe mahsup talebinin, muaccel hale gelen her borç için ayrı dilekçe verilmek suretiyle yenilenmesi gerekir.” Denilmektedir.

Aynı tebliğin “I/1.2. Maliye Bakanlığınca Belirlenen Sınırı Aşmayan Nakden İadeler” başlıklı bölümünde; 4 milyar lirayı geçmeyen nakden iade taleplerinin inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirileceği, açıklanmıştır.

Benzer bir konuda Bakanlık Makamı’ndan alınan 24.12.2001 tarih, 068590 sayılı yazıda;

“Söz konusu temlik ve hacizler, firmanın inceleme sonucu nakden iade edilebilir aşamaya gelmiş olan KDV iadesi üzerinde, 6183 sayılı Kanunun 23. maddesi tatbik edilerek ……….. A.Ş.’nin muaccel borçları tahsil edildikten sonra hüküm ifade edecektir.”

“6183 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü çerçevesinde uygulanan ihtiyati hacizle koruma hükümleri uygulanan kamu alacakları ise Kanunun 23. maddesi çerçevesinde değerlendirilememektedir. Zira bu alacaklar muaccel alacak kavramına girmemektedir.

Mükellefin 6183 sayılı Kanunun 23. maddesine göre muaccel borçları mahsup edildikten sonra temlik ve hacizlerde sıralama yapılacağı tabiidir.” denilmektedir.

Buna göre; ............................................Şti’nin ihracat istisnasından doğan katma değer vergisi iade alacağının öncelikle kendi borçlarına mahsubunun yapılması, arta kalan tutarın ise icra dairesi haciz yazısının dairenize intikal ettiği tarihten önce mükellefce mal veya hizmet satın aldığı firmaların borçlarına mahsup talebinde bulunulmuş (belgelerin tam olarak ibraz edildiği tarih) olması halinde mahsup işleminin yerine getirilmesi, kalan miktarın ise ........................................... Müdürlüğü’nün hesabına aktarılması mümkün bulunmaktadır.

Ancak, ödevlinin katma değer vergisi iade alacağının 4.000 YTL’yi aşması halinde, YMM raporu veya teminat mektubu verilmemesi halinde mahsup edilemeyen tutar nakden iade edilebilir aşamaya gelmemiş olacağından söz konusu iadenin icra dairesine aktarılmasının mümkün bulunmadığı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

mukteza emekli vergi iadesi durumuu

T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı
Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü

Sayı : B.07.4.DEF.0.34.ll/VİD-618
Konu : Vergi iadesi hk.


İLGİ : ...11.2003 tarihli dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiş olup aşağıdaki hususların belirtilmesine gerek duyulmuştur.

Bilindiği gibi, 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 1 inci maddesinde, vergi iadesi hakkında kimlerin yararlanacakları açıklanmıştır.

Öte yandan, anılan maddenin son fıkrasında 3946 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, vergi iadesinden yararlanacak olanların kapsama almaya veya kapsam dışına çıkarmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükmün verdiği yetkiye dayanılarak 1.4.1994 tarih ve 94/5372 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1.5.1994 tarihinden itibaren vergi iadesinden yararlananların kapsamı yeniden belirlenmiştir. Sözkonusu Bakanlar Kurulu Kararı ile emekli, maluliyet, dul ve yetim maaşı alanların vergi iadesinden yararlanacakları belirtilmiştir.

Buna göre, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununa göre emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alan hak sahipleri vergi iadesi hakkından yararlanmaktadır. Dolayısıyla, sözkonusu Vakıf katılımcıları yukarıda sözü edilen Bakanlar Kurulu Kararının 1 inci maddesinin (a) bendinde belirtilen hak sahibi niteliğini taşımaktadırlar.

Diğer taraftan, vergi iadesinin usul ve esaslarının belirlendiği 1 Seri No.lu Vergi İadesi Genel Tebliğinde de, T.C.Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur dışında kalan ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş olan özel emekli sandıkları ile “diğer özel emekli sandıklarından” emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanların da vergi iadesi hakkından yararlanacakları açıklanmıştır.

Bu itibarla Medeni Kanun hükümlerine göre kurulmuş olan Vakfınızdan emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanların 1 ve 8 seri numaralı Vergi İadesi Genel Tebliğlerinde açıklanan usul ve esaslar dahilinde vergi iadesinden yaralanmaları olanaklı bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

mukteza esantiyon promosyon kdv durumu

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

TARİH: 25/11/2005
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.03.8311

KONU :Eşantiyon ve numune olarak verilen ürün bedel-
lerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı,


…………………. A.Ş.


İlgi dilekçenizde; firmanızın bayilik sözleşmesi yaptığı …………. Şti.ne ait işyerine bedelsiz olarak numune ve teşhir amaçlı ürün tesliminde bulunacağı belirtilerek ürün bedellerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı sorulmaktadır.

Bilindiği gibi 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde kurumlar vergisinin, 1. maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 14. maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan giderler indirilecektir.


Diğer taraftan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler tadadi olarak sayılmış olup, aynı maddenin 1. bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.


Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir.


Bu itibarla, şirketinizin faaliyet konusu kapsamında bayilik sözleşmesi bulunan …………... Şti.’ne ait işyerindeki teşhir salonunu çeşitli ürünleri gösterecek şekilde granit seramik ile kaplaması için vermiş olduğu ürünlerin işletmenizin satışını artırmak amacıyla yapılan reklam harcaması olarak kabul edilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1. maddesi uyarınca gider olarak kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.


Diğer taraftan, benzer bir konuyla ilgili olarak Bakanlık Makamı’ndan alınan 11/11/1993 tarihli ve 68288 sayılı yazıda;


“3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 3/a maddesine göre, vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi teslim sayılan hal kapsamında katma değer vergisine tabi bulunmaktadır.


Bu çerçevede; adı geçen firmanın gerek kendi ürettiği, gerekse piyasadan satın aldığı malları tanıtım, reklam, satışları artırmak vb. amaçlarla bedelsiz olarak vermeleri işlemi, Kanunun 3/a maddesi gereğince vergiye tabi olup, bedelsiz verilen malların emsal bedelleri üzerinden vergi hesaplanması gerekmektedir.”denilmektedir.


Buna göre, bayilik sözleşmesi yaptığınız ………….. Şti.’nin teşhir salonunun firmanız tarafından bedelsiz olarak çeşitli ürünleri gösterecek şekilde granit seramikle kaplanması işlemi Kanunun 3/a maddesi gereğince vergiye tabi olup, emsal bedel üzerinden vergi hesaplanması gerekmektedir.


Diğer taraftan, reklam amaçlı olarak verilen bu seramiklerle ilgili yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.


Bilgi edinilmesini rica ederim.

19 Aralık 2007 Çarşamba

gec verilen diib kapsaminda ymm tasdik raporu mukteza

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

TARİH: 08/11/2005
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.11.7743

KONU : DİİB kapsamında yapılan teslimlerde
YMM raporunun süresinden sonra ibraz edilmesi


……………………….


İlgi yazınız ve ekleri incelenmiştir.

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesine göre, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi ihracatçılar tarafından ödenmez, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilen bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunmakta ve ihracatçılara teslim edilen malların teslim tarihini takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde ise tecil edilen vergi terkin edilmektedir.

Aynı Kanunun Geçici 17. maddesi ile dahilde işleme ve geçici kabul rejimleri kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesi hükmüne göre işlem yaptırma konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiş bu yetki uyarınca çıkarılan 16.04.2001 tarih 2001/2325 sayılı Kararname ile dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin sistemine göre işlem yapılması kararlaştırılmıştır.

Konuyla ilgili açıklamaların yer aldığı 83 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin1.4. Terkin ve İade İşlemleri bölümünde;

“Tecil-Terkin kapsamında satın alınan maddelerle imal edilen malların süresi içinde ihraç edildiği Yeminli Mali Müşavirlerce düzenlenecek bir raporla tespit edilecektir.

Satıcılar sözü edilen raporu bağlı olduğu vergi dairesine ibraz etmek suretiyle tecil edilen verginin terkinini sağlayacaktır. Bu kapsamda satın alınan ham ve yardımcı maddelerle imal edilen malların ihracatçıya tesliminde tecil-terkin uygulaması halinde, aynı rapor ile hem satıcının, hem de imalatçının tecil edilen vergileri terkin edilecektir.
.
Tecil-terkin uygulaması kapsamında satın alınan mallardan üretilen malların izin belgesinde öngörülen süre ve şartlara uygun olarak ihraç edilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, tecil tarihinden itibaren vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilecektir.”açıklamalarına yer verilmiştir.

Benzer bir konuda Bakanlık Makamı’ndan alınan 03/07/2003 tarihli ve 28553 sayılı yazıda;

“İlgi (a)’da kayıtlı yazımızda, ihracatın dahilde işleme izin belgesinde öngörülen sürede gerçekleşmiş olması halinde, yeminli mali müşavir tasdik raporlarının süre bitiminden sonra vergi dairesine ibraz edilmesi durumunda sürenin bittiği tarih ile raporun ibraz edildiği tarih arasındaki süre için alıcı adına gecikme zammının uygulanacağı belirtilmişti. Ancak, Bakanlığımıza yansıyan çeşitli olaylar sonucu yapılan değerlendirmeler neticesinde bu konudaki görüşümüz aşağıda belirtilen şekilde değiştirilmiştir.

İhracatın dahilde işleme izin belgesinde öngörülen sürede gerçekleşmiş olmasına rağmen yeminli mali müşavir raporunun süre bitiminden sonra vergi dairesine ibraz edilmesi durumunda mükellef hakkında vergi dairesince herhangi bir tarhiyatın yapılmadığının tespiti halinde yeminli mali müşavir raporu ile ilgili olarak 83 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 1.4. bölümündeki açıklamalara göre gecikme zammı uygulamaksızın işleme tabi tutulması ve alıcı adına VUK’nun 352/II-7’nci maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.” denilmektedir.

Buna göre, ödevlinin ………….. dönemlerinde Kanunun Geçici 17. maddesi gereği dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ……….. Şti. ve ………….Şti.’ne teslim ettiği malların alıcıları tarafından dahilde işleme izin belgesinde öngörülen sürede ihraç edilmiş olması halinde, YMM Raporunun süresinden sonra dairenize ibraz edilmiş olması ödevlinin tecil-terkin iade ve mahsup işlemlerinin genel esaslara göre yerine getirilmesine engel teşkil etmemektedir.

Ancak, söz konusu raporların dairenize geç ibraz edilmiş olması nedeniyle alıcılar adına 213 Sayılı VUK’nun 352/II-7. maddesi gereğince 2’nci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

ozelge ymm tasdik raporunun geri cekilmesi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)


TARİH: 01.10.2007
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.YMM.7795

KONU : YMM’nin KDV iadesi tasdik raporunu geri çekmesi

............... MÜDÜRLÜĞÜ’NE



Daireniz ...............vergi no.lu mükellefi ................ Şti.’nin ................ dönemi için YMM ............... tarafından tanzim edilen ............... tarih ve ............... sayılı YMM KDV iadesi tasdik raporunun ............... tarihinde dairenize ibraz edildiği ancak söz konusu rapor ekinde ............... tarihinde vefat eden YMM ............... tarafından düzenlenmiş tutanak ve bilgi yazılarının eklenmiş olduğunun tespit edilmesi üzerine YMM ............... ............... tarih, ............... sayılı dilekçesi ile raporunun işleme konulmadan tarafına geri iadesini talep ettiği, bu nedenle KDV iadesi tasdik raporunun ............... tarihli tutanakla YMM ............... iade edildiği belirtilmektedir.

Diğer taraftan; ............... tarih, ............... sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, SM, SMMM ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmeliğin 18. maddesinde;

“Meslek mensubu; işyeri merkezi dışındaki işler ve işlemleri, anlaştığı o yerdeki diğer meslek mensuplarına yaptırabilir. Böyle bir durumda, iş sahibinden sözleşmeyle belirlemiş ücrete ek bir ödeme talep edilmez.

Ücretin paylaşılması, tarifedeki esaslara göre yapılır. Bu esaslara aykırı sözleşme ile; diğer yerdeki meslek mensubunun ücreti azaltılamaz, fakat arttırılabilir.

Bu durumda meslek mensupları, işin o kesiminden müşterek ve müteselsil sorumludurlar.” denilmektedir.

Öte yandan; 20,27 ve 29 Seri No.lu SM, SMMM, YMM Kanunu Genel tebliğ’leri ile iade olarak doğan verginin doğruluğunun tespitinde karşıt inceleme yapılmasının esasları, karşıt inceleme tutanaklarında yer alması zorunlu bilgilerin neler olduğu ve hangi durumlarda iadeden tenzil yapılacağı hususları belirtilmiştir.

06.12.2000 tarih, 24252 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 27 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği’nin;





4- Teyit Alınması Halinde Yeminli Mali Müşavirlerin Sorumluluğu başlıklı bölümünde; “Teyit veren YMM’ler verdikleri teyit yazısındaki bilgilerin doğruluğundan genel hükümler uyarınca sorumludurlar.

Teyit alan yeminli mali müşavirler aldıkları teyit yazılarındaki bilgileri titiz bir şekilde kontrol etmekle yükümlüdürler. Teyit yazılarındaki bilgilerin birbiriyle veya teyidi isteyen yeminli mali müşavirin elindeki bilgi ve belgelerle uyumlu olmadığı hallerde veya tereddüt uyandıran sair hallerde teyit yazıları işleme konulmadan önce gerekli araştırmalar yapılacaktır. Yapılan araştırmalar neticesinde teyit yazısı ile ilgili uyumsuzluklar ve tereddütler giderildiği takdirde teyit yazısı işleme konulabilecektir.

Gerçeğe aykırı düzenlenmiş ya da eksik bilgi içeren teyit yazılarını gerekli kontrolleri yapmadan işleme koyan yeminli mali müşavirler doğacak sonuçlardan sorumlu olacaklardır. Öte yandan, karşıt incelemelerin bizzat incelemeyi yapan yeminli mali müşavir tarafından yapıldığı hallerde tutanaktaki bilgilerden anılan yeminli mali müşavirin sorumlu olacağı tabiidir.” şeklinde açıklanmıştır.

Buna göre, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde YMM ............... tarafından düzenlenen YMM KDV İadesi Tasdik Raporunun bir örneğinin dosyasında hıfz edilerek diğer örneklerinin adı geçen yeminli mali müşavire iade edilmesi, YMM ............... tarafından yeniden düzenlenerek dairenize ibraz edilen raporda alt firma incelemelerin usulüne uygun olarak, yapılması dairenizce de tereddüt edilecek bir husus bulunmaması halinde genel esaslar çerçevesinde işlem yapılması mümkün olacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Başkan a.
Grup Müdür V.

15 Aralık 2007 Cumartesi

otvde tecil terkin uygulamasi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı: B.07.1.GİB.4.06.17.01/ÖTV/2005/
Konu: Tecil-Terkin

………………. VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE


İlgi : 29.08.2005 tarih ve DEF.0.06.00.33/30992 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızla, tecil-terkin uygulamasıyla ilgili olarak daireniz 3910236936 vergi kimlik numarasında kayıtlı …………… San.Ltd.Şti. tarafından boya imalatında kullanılmak üzere 2004/Nisan ve Mayıs aylarında ithal edilen ekli (l) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan White Spirit ve Hekzan adlı ürünlere ilişkin özel tüketim vergisinin (l) sayılı liste dışındaki malların imalinde kullanılması şartına bağlı olarak tamamı üzerinden beyanda bulunulmadığı, belirtilen ürünlerin boya imalatında kullanılacak olması nedeniyle Bakanlar Kurulunca belirlenen kısmının beyan dışı bırakıldığı, kalan tutar üzerinden beyanda bulunulduğu ve dairenize beyan edilen miktarın ödendiği, mükellefin ithal edilen ürünlerin boya imalatında kullanıldığına ilişkin YMM Üretim Tasdik Raporu olmadığı halde EK12 formuyla dairenize beyan edilen vergilerin tahakkuk ettirilip ödendiğine ilişkin bilgilerin ithalatın yapıldığı Gümrük Müdürlüklerine gönderildiği belirtilerek, sözkonusu ürünlerin ithali üzerine verilen beyannameler gereğince tahakkuk ettirilen ve tahsil edilen vergilerle ilgili olarak dairenizce yapılacak işlemlerde uygulamaya yön vermek üzere Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Bilindiği üzere, 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde (4962 Sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle değişen fıkra) (07.08.2003 tarihinden geçerli olmak üzere); “Bu Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere ithalatçıları veya imalatçıları tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmının, teminat alınmak suretiyle tecil olunacağı, Söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren on iki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan verginin terkin edileceği, bu hükümlere uyulmaması halinde, bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutarın, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği, ancak tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi halinde bu verginin, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, aynı Kanunun 16 ncı maddesinin 4 nolu bendinde (l) sayılı listedeki malların ithalinde ödenecek özel tüketim vergisine karşılık olmak üzere türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esasları Maliye Bakanlığınca belirlenmek üzere teminat alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Yine, 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 9 Seri Nolu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ile 1 Seri Nolu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği’ne eklenen 16.4. “İthal Edilen Petrol Ürünlerinin Tesliminde Beyan Edilen ÖTV’ye Ait Bilgi Formu”nun (EK:12) Düzenlenmesi ve Gümrük İdaresince Alınan Teminatın Çözümü İşlemleri:” başlıklı bölümünde;

“ÖTV Kanununun 16 ncı maddesinin 4 numaralı fıkrasının Maliye Bakanlığına verdiği yetki uyarınca, bu Tebliğ ekindeki (EK:12) bilgi formunun düzenlenmesi ve gümrük idaresince alınan teminatın çözümü işlemleri aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde yerine getirilecektir.

…………

b) İthalatçı imalatçıların, (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları ithal edip Kanunun 8/1 inci maddesi uyarınca tecil-terkin uygulaması kapsamında imalatta kullanmaları halinde, bu Tebliğin (9.1./e) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde tecil edilmiş olan verginin terkin işlemi yapılarak (EK:12) bilgi formu düzenlenecektir. Düzenlenecek formdaki “Satılan Miktar” sütununa, ithal edilen maldan bu şekilde tecil-terkin uygulaması kapsamında imalatta kullanılan miktar yazılacaktır. Gümrük idaresince, formda gösterilen bu miktara isabet eden ÖTV tutarı kadar teminatın çözümü işlemi gerçekleştirilecektir.

…………

d) İthal edilen malların ÖTV Kanununun 8/2 nci maddesi uyarınca ihraç kaydıyla tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerinde, tecil edilen verginin terkin edilmesi üzerine vergi dairesince (EK:12) bilgi formu düzenlenerek ilgili gümrük idaresine gönderilecektir. Gümrük idaresince, bu formdaki beyana konu teslim miktarına isabet eden ÖTV tutarı kadar teminatın çözümü işlemi gerçekleştirilecektir.

e) İthalatçı imalatçıların, (l) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları ithal edip 30.11.2002 tarih ve 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 4 üncü maddesi kapsamında imalatta kullanmaları halinde, bu kullanımın YMM tarafından düzenlenen üretim raporu ile tevsik edilmesi üzerine vergi dairesince (EK12) bilgi formu düzenlenerek ilgili gümrük idaresine gönderilecektir. Düzenlenecek formdaki “Satılan Miktar” sütununa, ithal edilen maldan bu şekilde imalatta kullanılan miktar yazılacaktır. Gümrük idaresince, formda gösterilen bu miktara isabet eden ÖTV tutarı kadar teminatın çözümü işlemi gerçekleştirilecektir.

……………

j) İthal edilen malların yukarıda bentler halinde sayılan teslimlerin dışında yapılacak yurtiçi teslimlerinde; bu teslimlerle ilgili hesaplanan ÖTV’nin beyanı üzerine, vergi dairesince (EK:12) bilgi formu düzenlenerek ilgili gümrük idaresine gönderilecektir. Gümrük idaresince, bu formdaki beyana konu teslim miktarına isabet eden ÖTV tutarı kadar teminatın çözümü işlemi gerçekleştirilecektir.”

………….” denilmektedir.

Diğer taraftan, 04.11.2002 tarih ve 24926 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 33 Sıra Nolu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinde ise,

“ ………………

……………………….

Maliye Bakanlığı’na tanınan ve yukarıda belirtilen yetkilere dayanılarak, solvent türevlerinin 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrası kapsamında teslimine ilişkin tecil terkin uygulaması ile bu uygulama çerçevesinde indirimli teminat imkanından yararlanılması, yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenecek “Üretim Tasdik Raporu” ibraz edilmesi şartına bağlanmış olup konuya ilişkin usul ve esaslar bu Tebliğ ile belirlenmiştir.” ifadeleri yer almaktadır.

Bu itibarla, mükellef ……………...Ltd.Şti. tarafından 2004/Nisan ve Mayıs aylarında ithal edilen (l) sayılı listenin B cetvelinde yer alan White Sprit ve Hekzanın (l) sayılı listenin dışındaki malların imalinde kullanılması halinde, Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısmı kadarının teminat alınmak suretiyle tecil uygulamasına konu edileceği ve ithal edilen ürünlerin YMM Üretim Raporu ile tevsik edilmesi durumunda terkin işleminin gerçekleşeceği ve ilgili gümrük idaresine daireniz tarafından EK12 formunun gönderilerek formda gösterilen imalatta kullanılan miktara isabet eden ÖTV tutarı kadar teminatın çözümü işleminin gerçekleştirileceği, ithal edilip de tecil-terkin uygulaması dışında kalan ve yurt içinde teslimi gerçekleştirilip beyana tabi tutulan ürünlere ait teminatın da çözülmesi gerekeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

yurt disi kazanclarinda tevkifat

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01/KVK-2005-
Konu :

………………………………GRUP MÜDÜRLÜĞÜNE


……………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ………… vergi numaralı mükellefi ……………… Ltd. Şti. tarafından Başkanlığımıza hitaben verilen ……….10/2005 tarihli dilekçede bahsedilen hususlarla ilgili Müdürlüğümüz görüşü aşağıdaki gibidir.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde, “Birinci maddede yazılı tüzel kişilerden kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunanlar gerek Türkiye’de gerekse yabancı memleketlerde elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.

Bu durumda, tam mükellef kurum olan adı geçen şirketin yurtdışında verdiği telekomünikasyon hizmetleri (yabancı ülkeler arasındaki uluslararası telefon trafiğini yönetmek) karşılığında elde ettiği kazançlarını kurum kazancı olarak beyan edeceği tabiidir.

Aynı Kanunun 13’üncü maddesinde, kurumlar vergisinin, Kanunun birinci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri, safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, 14’üncü maddesinde ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan indirimlerin de yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinin 1 numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 24’üncü maddesinde dar mükellefiyete tabi kurumların ticari, zirai ve diğer kazanç ve iratlar dışında kalan kazanç ve iratları ile telif, imtiyaz, ihtira, işletme ticaret unvanı, alameti farika ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki mukabilinde alınan bedeller %25 nispetinde kurumlar vergisi tevkifatına tabi tutulmuştur.

Bu itibarla, telekomünikasyon hizmetleri Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesi hükmüne göre ticari nitelikte olduğundan, bu faaliyetlerden elde edilen kazançlar ticari kazançtır. Dolayısıyla, adı geçen şirket tarafından yurtdışında satın alınan telekomünikasyon hizmetleri karşılığında yapılacak ödemelerden Kurumlar Vergisi Kanununun 24’üncü maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini ve Müdürlüğünüz görüşünün de ilavesi suretiyle adı geçen mükellefe ve ilgili vergi dairesine bilgi verilmesini arz ederim.

isyeri ortagindan bedelsiz kiralanan gayrimenkul

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
SAYI : DEF.0.06.11/KVK-
KONU :

..............………..

İLGİ : ...........….. sayılı dilekçeniz.

İlgi dilekçeniz ile, şirket ortağınız ….. ….. ait olan işyeri için herhangi bir kira ödemesinde bulunmadığınızı, noterden şirketinizden kira almayacağına dair muvakatname düzenlemenize rağmen …… Vergi Dairesi Müdürlüğünce kira kontratosu getirilmesinin talep edilmesi üzerine kira kontratı düzenlediğinizi belirtilerek, anılan vergi dairesi tarafından stopaj mükellefiyetinin açılması nedeniyle, kira ile ilgili olarak muhtasar beyanname verilip verilmeyeceği hususunda Defterdarlığımızdan görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinin birinci fıkrasında, Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aynı maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları, 5/a bendinde ise 70'inci maddede belirtilen mal ve hakların kiralanması karşılığında yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 96'ncı maddesinde vergi tevkifatının 94'üncü madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, bu maddede geçen hesaben ödeme deyiminin vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği, Kanunun 98'inci maddesinde ise 94'üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hükümlerine yer verilmiştir.

Bu itibarla şirketiniz tarafından Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesi çerçevesinde nakden ve hesaben bir ödemede bulunulmaması halinde tevkifat yapılmayacağı ve muhtasar beyanname verilmeyeceği tabiidir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 73'üncü maddesinde; "Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır." hükmüne yer verilmiştir.

Emsal kira bedeli uygulanabilmesi için her şeyden önce, gayrimenkulün (mal ve hakların) bedelsiz olarak başkalarının yararlanımına bırakılması gerekmektedir. Öte yandan, maddede dört bent halinde sayılan haller için emsal kira bedelinin uygulanmayacağı açıktır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 86'ncı maddesinde; "(4842 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değişen şekli)(24.04.2003 tarihinden geçerli olmak üzere)(2003 yılı gelirleri dahil) Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

1. Tam mükellefiyette;
……..

d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı (2003/6578 sayılı Kararın 6'ncı maddesiyle değişen miktarı)(1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere) 750.000.000.- lirayı aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları" hükmü yer almıştır.

Buna göre, söz konusu işyeri …. …… tarafından şirketinize bedelsiz tahsis edildiğinden, Gelir Vergisi Kanununun 73'üncü maddesine göre tespit edilecek emsal kira bedelinin, aynı Kanunun 86'ncı maddesinin (d) bendi gereğince 2004 yılı için 750.000.000.- lirayı aşması halinde işyeri sahibi tarafından tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan Gayrimenkul Sermaye İradı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

10 Aralık 2007 Pazartesi

ortulu sermaye aktarimi danistay karari

ÖRTÜLÜ KAZANÇ ÖRTÜLÜ SERMAYE AKTARIMINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI

DAVACININ, DEVAMLI OLARAK VASITASIZ İLİŞKİSİNİN BULUNDUĞU BANKALARDAN YÜKSEK TUTARDA KREDİ KULLANMASI VE BU BORÇLANMANIN ÖZSERMAYE ORANININ BARİZ FARKLILIK GÖSTERMESİ HALİNDE ÖRTÜLÜ SERMAYENİN VARLIĞININ KABULÜ GEREKTİĞİ HK.<
Kararın Düzeltilmesini İsteyen Taraflar : 1-Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı
2- ... Factoring Hizmetleri Anonim Şirketi
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Davacı şirketin 1998 yılında bağlı bulunduğu gruba dahil bankalardan kullandığı kredilerin bu bankalara kaynak yaratmak amacıyla alındığı, bu nedenle örtülü sermaye niteliği taşıdığı, bu krediler için ödenen kur farkı ve faizin gider olarak kurum kazancından indirilemeyeceği ileri sürülerek re'sen, davacı şirketin İstanbul Menkul Kıymet Borsasından alım satımını gerçekleştirdiği ... A.Ş.'ne ait hisse senetlerinden doğan menkul kıymet zararının fazla hesaplandığı belirtilerek ikmalen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, ağır kusur cezası kesilmiştir. İstanbul 3. Vergi Mahkemesi; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16 ncı maddesinde örtülü sermayenin tanımlandığı ve 15/2 nci maddesinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin kurum kazancının tespitinde indirilemeyeceğinin belirtildiği, davacı şirketin faktoring hizmeti vermesi nedeniyle finansman fonksiyonunun temel işlevi olduğu, davacı şirketin aldığı kredilerle factoring hizmetinin finansmanını sağladığı, davacı şirketin kredi aldığı firmaların, faaliyet konusu kredi vermek olan bankalar olduğu, inceleme raporunda davacı şirketin söz konusu bankalarla sadece yönetim yapılarının benzerlik gösterdiği, ortak olarak ise ... A.Ş.'nin % 4.83 oranında hissesinin olduğu, davacı şirketin kredi aldığı diğer bankaların ise ortak olup olmadığının belirtilmediği, aralarındaki ilişki "vasıtalı şirket münasebeti" kavramı içinde düşünülse de gerçekte ortak olan kimselerin bu sıfatlarını gizledikleri, davacı şirket üzerinde hakimiyet kurulduğunu gösterir nitelikte ilişki olduğunun belli kriterlere göre ispat edilmesi gerektiği, olayda davacı şirket ile kredi veren bankalar arasındaki ilişkinin devamlı ve ticari nitelik taşıdığı, inceleme elemanınca ortaklık olarak değerlendirilecek bir ilişkinin varlığını gösterecek tespitin yapılmadığı, alınan borcun örtülü sermaye sayılması için şirkette devamlı olarak kullanılmasının öngörüldüğü, davacı şirketin 1998 yılında kullandığı kredilerin süresi dolduktan sonra ya da vadeleri uzatılmak suretiyle 2000 yılını kapsayacak şekilde devamlı hale getirildiğinin inceleme raporunda belirtildiği, devamlılık unsurunun tespitinde borcun ne kadar süre ile kullanıldığının baştan bilinmemesi, bilinse dahi sonradan ortaya çıkan zorunluluklar nedeniyle ödenmemesinin önem arzettiği, davacı şirketin aldığı kredileri vadesinde ödemediği, borcun bir sermaye gibi kullanıldığı yolunda bir tespitin yapılmadığı, davacı şirketin toplam borcunun özsermayesinin 4.77 katı, kayıtlı sermayesinin 7.30 katı olduğu, bunun ticari icaplara uygun bulunmadığı, emsal kıyaslamasında altı adet factoring şirketinin borç özsermaye oranının dikkate alındığı, bu oranların % 23,% 33, % 10, 1.51, 1.13, 2.31 olduğunun inceleme raporunda tespit edildiği, ancak emsal alınacak kurumla davacı şirketin hizmetlerinin, kapasitelerinin organizasyonlarının, sermaye yapılarının, iş hacimlerinin araştırılması gerektiği, olayda bu hususlara uygun şekilde emsal seçildiğinin ortaya konulamadığı, 21.12.1994 tarih ve 22148 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Factoring Hizmetlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde factoring şirketlerinin öz kaynaklarının 15 katından fazla borçlanamayacağının öngörüldüğü, bu durumda finans sektöründe faaliyet gösteren ve faaliyeti nakit para üzerine kurulu olan davacı şirketin aldığı kredilerin örtülü sermaye sayılması için gerekli şartların olayda gerçekleştiği ortaya konulamadığından tarhiyatın yasal bulunmadığı, kaldı ki davacının kullandığı kredilere ilişkin olarak ödenen faiz giderleri yanında kur farklarının da örtülü sermaye oluşturduğu belirtilmişse de kur farklarının döviz kurundaki değişiklikler nedeniyle doğduğu, geri ödemesi yapılan borç döviz cinsinden olduğundan ek bir menfaat temininin söz konusu olmadığı, kur farklarının matrah farkı tespitinde dikkate alınmasının mümkün bulunmadığı, ikmalen belirlenen matrah farkı ile ilgili olarak davacı şirket tarafından bir iddia ileri sürülmediği, ikmalen tarh sebebi bulunsa da geçmiş yıl zararları ve cari yıl zararları dikkate alındığında matrah farkı oluşmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemi üzerine Danıştay Dördüncü Dairesi 19.4.2004 günlü ve E:2003/1678, K:2004/809 sayılı kararıyla, davalı idarenin örtülü sermaye nedeniyle re'sen yapılan tarhiyata ilişkin olarak ileri sürdüğü temyiz iddialarının reddine, davacının İstanbul Menkul Kıymetler Borsasından alım satımını gerçekleştirdiği Finasbank A.Ş. hisse senetleri alım satım işlemlerinden doğan menkul kıymet satış zararının fazla hesaplanması nedeniyle dönem kar zararının tesbitinde fazladan gider yazılması eleştirilmek suretiyle ikmalen belirlenen matrah farkına ilişkin olarak inceleme raporuna ekli tutanağın 10 uncu maddesinde şirket yetkililerinin zararın fazla hesaplandığını kabul ettiği ve 1998 yılı için yapılan tarhiyata karşı açılan davada bu matrah farkına ilişkin iddiaları ileri sürmedikleri mahkemece verilen kararda bu durumun tespit edildiği, ancak 1998 yılı zararları ve geçmiş yıl zararları dikkate alındığında ikmalen tarh edilebilecek bir vergi matrahı oluşmadığı gerekçesiyle tarhiyatın tamamen kaldırılmasına karar verildiği, davacı şirket tarafından ikmalen belirlenen matrah farkına ilişkin olarak bir iddia ileri sürülmemekle birlikte, tarhiyatın tamamı dava konusu edilmiş olup, mahkemece ikmalen belirlenen matrah farkının tarhiyatın kısmen kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken cari yıl zararı ve geçmiş yıl zararı dikkate alınarak tarhiyatın kaldırılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararının ikmalen tarhiyata ilişkin kısmının bozulmasına karar vermiştir.Davacı,ikmalen tarhiyatın koşullarının gerçekleşmediğini, re'sen araştırma ilkesi gereği, tarhiyatın kaldırılması istenip, iddia ileri sürülmemesi halinin bozma nedeni olmayacağını, davalı idare, şirketin devamlı olarak vasıtasız ilişkisinin bulunduğu bankalardan yüksek tutarlarda kredi kullandığı, bu borçlanmanın öz sermayeye oranının bariz farklılık gösterdiği dolayısıyla örtülü sermaye nedeniyle yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğunu ileri sürmekte ve kararın düzeltilmesini istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Sevil Bozkurt'un Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçelerinde öne sürülen hususlar kararın düzeltilmesini sağlayacak nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçelerinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı tarafından ikmalen belirlenen matrah farkına ilişkin olarak ileri sürülen iddialar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından kararın düzeltilmesini sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı İdarenin karar düzeltme dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ise, yerinde görüldüğünden Dairemizin 19.4.2004 günlü ve E:2003/1678, K:2004/809 sayılı kararının re'sen tarhiyata ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilerek İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 28.1.2003 günlü ve E:2002/1243, K:2003/66 sayılı kararının bu kısmına yönelik temyiz istemi yeniden incelendi:
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16 ncı maddesinde örtülü sermaye,"kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket münasebeti veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzel kişilerden yaptıkları istikrazlar, teşebbüste devamlı olarak kullanılır ve bu istikrazlarla kurumun öz sermayesi arasındaki nispet, emsali kurumlarınkine nazaran bariz bir fazlalık gösterirse mezkur istikrazlar örtülü sermaye sayılır." şeklinde tanımlanmış olup, aynı Kanunun 15/2 nci maddesinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin kurum kazancının tespitinde indiriminin yapılmasının kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.
Kurumların, değişen ve gelişen ekonomik koşullar nedeniyle yetersiz sermayeye sahip olmaları halinde dış kaynaklara (borçlara) ihtiyaç duydukları bilinen bir gerçektir. Ancak işletmede kullanılan her borç örtülü sermaye niteliğinde değildir. Kanun'un 16 ncı maddesine göre işletmede kullanılan bir borcun örtülü sermaye sayılabilmesi için gerekli koşullar belirtilmiştir.
Örtülü sermayenin varlığı konusunda aranan ilk koşul, kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket ilişkisi veya sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzel kişilerden borç alınmasıdır. Bu koşul ile, ortakların doğrudan veya ortak oldukları bir başka şirket münasebeti ile kuruma borç (örtülü sermaye) vermeleri, ya da aralarında çok sıkı bir iktisadi münasebet nedeniyle yeterince güven bağı oluşan gerçek veya tüzel kişilerin yine kuruma aslında örtülü sermaye niteliğinde olan borç vermeleri hali kastedilmektedir. Dolayısıyla, aslında gizli ortak olan şahıs veya kurumların koyduğu sermayenin borç sayılmasının önlenmesi ve öz sermaye üzerinden faiz yürütülmesinin engellenmesi amaçlanmıştır. Davacı Şirketin banka kredisi aldığı kurumların ortaklık yapıları incelendiğinde, aralarında vasıtasız ortaklık ilişkisi bulunduğu görülmüş olup, şirket ile yüksek tutarda borç aldığı ve vasıtasız ilişkisinin olduğu bankaların yönetim kadrolarının aynı kişilerden oluştuğu anlaşılmıştır.
Kanunun aradığı ikinci koşul ise, kurumun sözü edilen gerçek ve tüzel kişilerden yaptığı borçlanmanın teşebbüste devamlılık arzetmiştir. Davacı şirketin 1998 yılında kullanmış olduğu kredilerden süresi dolan borçların yenilenmek yada vadelerinin uzatılması suretiyle 1996-2000 yıllarını kapsayacak şekilde teşebbüste devamlı olarak kullanılır hale getirildiği görülmektedir.
Örtülü sermayenin varlığının kabul edilmesi için gerekli üçüncü koşul ise, kurumun öz sermayesi ile borçlanma miktarı arasındaki nisbetin emsali kurumlardakine nazaran bariz bir farklılık göstermesidir. Davacı Şirketin toplam borcunun özsermayesinin 4.77 katı, ortağı olduğu bankalara olan borcunun ise özsermayesinin 3.44 katı olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. İnceleme elemanınca Factoring hizmeti veren diğer bazı mükellefler nezdinde yapılan emsal araştırmalarında, davacı şirketin borç-özsermaye oranının 4.77 olmasına karşın, bu şirketlerde borç-özsermaye oranlarının % 23- %33 - % 10-1,51-1,13-2,31 olması karşısında, şirketin özsermayesi ile borçlandığı miktar arasında ekonomik ve ticari icaplara uygun olmayan oranda bariz bir fazlalık olduğu görülmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu açıklamış olup, gerek yukarıda belirtilen hususlar, gerekse Vergi Usul Kanunun 3 üncü maddesi hükmü karşısında, davacının, aralarında sıkı bir ortaklık ilişkisi bulunan bankalardan aldığı kredilerin örtülü sermaye niteliği taşıdığının kabulü gerekmektedir. Bu durumda sözü edilen krediler için ödenen kur farkı ve faizin gider olarak kurum kazancından indirilemeyeceği gerekçesiyle yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı İdare temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 28.1.2003 günlü ve E:2002/1243, K:2003/66 sayılı kararının re'sen tarhiyata ilişkin kısmının bozulmasına oyçokluğuyla, davacının karar düzeltme isteminin ise reddine oybirliğiyle 29.3.2005 gününde karar verildi.
K A R Ş I O Y
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde, Danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında, bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtilmiştir. Vergi Dairesinin ileri sürdüğü iddialar, kanunda belirtilen hallerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, karar düzeltilmesi isteminin reddi gerekeceği görüşüyle kararın bu kısmına karşıyız.
YÖ/ÖEK

elektronik ortamda defter tutma

ELEKTRONIK ORTAMDA DEFTER VE BELGEDÜZENLENMESI VE MUHAFAZASI

Teknolojik ilerlemeler ve yükümlülerin bilgisayar kullanım oranlarının artması gibi nedenlerle defter ve belgelerini bilgisayar ortamındadüzenleyen yükümlülerin ayrıca bunların yazıcıdan kağıt ortamındaçıktısını almak ve saklamak zorunda olmaları nedeniyle uygulamadayaşanan zorluklar dikkate alınarak 4731 sayılı Kanunun 4/E maddesi ile213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 242 nci maddesine eklenen ve 30/12/2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 2 numaralı fıkra hükmü ile“Maliye Bakanlığı; elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usulve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına vedüzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişimaraç ve ortamında Maliye Bakanlığına veya belirleyeceği gerçek veya tüzel kişilere aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacakformat ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespitetmeye ve bu Kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenleme ve denetlemeye”yetkili kılınmıştır. Bu yetkiye istinaden, Vergi Usul Kanunu uyarıncakağıt ortamında düzenlenen, tutulan, muhafaza ve ibraz edilen defter vebelgeler yerine, aynı bilgileri içeren elektronik defter ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazına ilişkin usul ve esaslar 11 Temmuz 2006 tarih ve 26225 sayılı Resmi Gazetede
--------------------------------------------------------------------------------

124/2 yayımlanan 361 sıra No’lu VUK Genel Tebliğinde aşağıdaki gibibelirlenmiştir.
1-Mükelleflerin Taşımaları Gereken Asgari KoşullarUygulamadan yararlanmak için başvuran mükelleflerin, aşağıdaki şartlarısağlamaları halinde, kendilerine elektronik defter ve belge uygulamasınageçmeleri için Başkanlıkça izin verilebilecektir.
1 - Bilanço esasına göre defter tutulmalıdır.
2 - Elektronik ortamda tutulacak defter ve belge sistemi donanım, yazılım, personel ve diğer açılardan uygun bulunmalıdır.
2-Mükelleflerin Başvuru YöntemiElektronik ortamda tutulacak defter ve belge uygulamasından yararlanmak isteyen mükelleflerin izleyecekleri prosedür aşağıdakigibidir:1 - Uygulamadan faydalanmak isteyen mükelleflerin; elektronik ortamdatutmak istedikleri defter ve belgelerini, elektronik muhasebe sistemlerinioluşturan donanım ve muhasebe programlarını, kayıtların nasıloluşturulduğu ve saklandığını, personel ve sistem güvenliklerini içeren bir rapor hazırlamaları ve elektronik defter ve belgelerin veri formatındatutulması ve gönderilmesine ilişkin aşamalı bir planla birlikte yazı ekindeBaşkanlığa göndermeleri gerekmektedir.
2 - Başvuru üzerine işyerinde Gelir daresi Başkanlığınca yapılacakincelemeden sonra, şartları taşıyan mükelleflerle Başkanlık arasında birprotokol yapılacak ve uygulama öncesi hazırlık döneminebaşlayabilecekleri bir yazı ile kendilerine bildirilecektir. 3 - Hazırlık döneminin mükellef için yeterli olmaması halinde, dönemeilişkin süre Başkanlıkça uzatılabilecektir. Ancak, bu dönem her
--------------------------------------------------------------------------------

124/3 halükarda 5 yıldan fazla sürmeyecektir. Hazırlık dönemi içindemükellefler, sadece elektronik ortamda tutmak istedikleri defter vebelgelerini hem elektronik ortamda hem de kağıt ortamında tutacaklardır.
4 - Hazırlık dönemini başarı ile geçiren mükellefe, elektronik defter vebelge uygulaması için bir izin belgesi verilecektir. Mükellefler, yapılan protokolde belirlenen tarihten itibaren defter ve belgelerini yalnızcaelektronik ortamda tutabileceklerdir. zin alan mükelleflerin , —alış ve gider belgelerini, veri formatındaki bilgileri içerecek şekilde elektronik kayıt ve belge haline getirecekler, ayrıca bu belgeleriorijinal haliyle de kağıt ortamında muhafaza etmeleri, —anlaşmalı matbaalarda bastırmak veya notere tasdik ettirmek suretiyle Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlemek zorunda olduklarıbelgelerin aslını, kağıt ortamında düzenleyerek ilgili kişiye vermeleri, ancak bu belgelerin ikinci nüshalarını veri formatına uygun şekildeelektronik ortamda elektronik belge olarak muhafaza etmelerigerekmektedir. 3-Elektronik Defter ve Belge Sisteminin ÖzellikleriElektronik defter ve belge sisteminin, elektronik defter ve belgelerin değiştirilememesi, bozulamaması, silinememesi, okunamaz halegetirilememesi, erişilememesi konularında önlemler içeren kontrolmekanizmaları bulunmalıdır. Elektronik defter ve belge sistemi, elektronik defter ve belgelerin çağrılması ve basılması işlemlerini de yapmalıdır. Sistem, elektronik defter ve belgelerin eksiksiz ve kolaylıkla okunabilir kağıt baskılarınıüretebilme imkanına da sahip olmalıdır. Mükellefler, elektronik defter ve belgeleri Başkanlığın belirleyeceğidönemlerde ve Bakanlıkça belirlenen şekilde DVD-R’lara kaydedecekler
--------------------------------------------------------------------------------

124/4 ve “Gelir daresi Başkanlığı, Yeni Ziraat Mahallesi, Etlik Caddesi, No:16, 06110 Dışkapı / ANKARA” adresine göndereceklerdir. 4- Uyulması Zorunlu Diğer HususlarMükellefler, vergi inceleme elemanlarınca işyerinde vergi incelemesinebaşlanması halinde, inceleme elemanına gerekli her türlü kaynağı (uygun donanım ve yazılımlar, terminallere ulaşım imkanları ve uzman personelgibi) sağlamak zorundadırlar. Mükellefler yazılım, donanım, dosya, personel, dokümantasyon vb.den müteşekkil elektronik defter ve belge sistemlerini, hiçbir şekilde kısmen veya tamamen vergi inceleme elemanlarının ulaşımını ve kullanımınıengelleyecek bir sözleşme veya lisansa konu edemezler. Ayrıca sistemioluşturan öğelerin haczedilmesi halinde, en geç üç iş günü içindeBaşkanlığa haber verilmesi gerekmektedir. Mükellefler, elektronik defter ve belge sistemine ilişkin bilgisayarkayıtlarındaki zarar görme veya işlem görememe ve değişiklik hallerini, Başkanlığa 15 gün içinde bildirerek zarar gören kayıtlarını ayrıntılıolarak açıklamak ve bu kayıtları nasıl tamamlayacağına ilişkin ayrıntılıbir plan sunmak zorundadırlar. Ancak mükelleflerin, sistemde değişiklik yaratmayan hususları bildirmelerine gerek bulunmamaktadır. Örneğin, mükellef A, elektronik kayıtlarını izlediği bilgisayarprogramının yerine yeni bir program satın almış olup, yeni ile eskiprogram birbirleri ile uyumlu bulunmamaktadır. Eski kayıtlar mükellefin mevcut bilgisayar donanımında işleme tabi tutulabilmekte olduğundan Başkanlığın bu konuda bilgilendirilmesine gerek yoktur. Ancak, mükellef B, elektronik kayıtlarının yapıldığı ve saklandığı bilgisayardonanım ve sistemini yenisi ile değiştirmiş olup, eski kayıtlar yenisistemde işleme tabi tutulamamaktadır. Bu durumda Mükellef B, Başkanlığı bilgilendirmek ve eski kayıtların işlenebilmesi için gerekliplanını sunmak zorundadır. Bunun sağlanabilmesi için mükellef; eskikayıtlarını yeni sistemde işlenebilecek şekilde formatlamalı veya eski
--------------------------------------------------------------------------------

124/5 kayıtlarını bu Tebliğdeki şartlara uygun biçimde işleme tabi tutabilecek bir üçüncü kişi ile anlaşma yapmalıdır. 5-Elektronik Kayıtları çeren DVD-R’ların Nitelikleri ve Başkanlığa GönderilmesiBu uygulamadan yararlanan mükellefler, elektronik defter ve belgeleriniistedikleri programda ve formatta tutabileceklerdir. Başkanlığa gelen verilerde birlik sağlanabilmesi için mükelleflerin, Başkanlıktan temin edecekleri veri formatını kullanmaları zorunlu olup;elektronik defter ve belge verileri, bu formatta ve bir defa yazılabilen DVD-R1’lara kaydedilerek (protokolde belirlenen esaslar çerçevesinde)Başkanlığa gönderilecektir. Mükellefler, Başkanlığın belirleyeceği dönemleri içeren verilerin yeraldığı DVD-R’ları, verilerin ait olduğu dönemi takip eden ayın en son günü akşamına kadar Başkanlığa elden veya iadeli taahhütlü posta ilegöndermek zorundadırlar. Mükellefler tarafından gönderilen DVD-R’lar Başkanlıkça (belirlenen formata uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı yönünde) bir ön denetime tabi tutulacaktır. Ön denetim sonucunda, DVD-R’ların istenilen formata uygun olmadığının anlaşılması halinde durum mükellefebildirilecek ve mükellefler verilen süre içerisinde gerekli düzeltmeleriyaparak yeni DVD-R’ları Başkanlığa göndereceklerdir. 1Tebliğin kullanılan terimler bölümünde yer almayan DVD-R , ngilizce “digitalversatile disc-recordable”ya da “ digital video disc-recordable” sözcüklerininkısaltması olup, 4.7GB ‘den 17GB’ye kadar kapasiteli kullanımı olan disktir. Bakanlık,bu dijital video disklerin (DVD) yeniden yazılabilir olanlarının değil, bir kez kullanımözelliğine sahip olanlarının kullanılması gerektiğini belirtmektedir.
--------------------------------------------------------------------------------

124/6 6-Elektronik Verilerin Muhafaza ve brazıBaşkanlıkça ön denetime tabi tutularak, belirlenmiş olan formatauygunluğu kabul edilen veriler, vergi kanunları karşısında kağıtortamında tutulan defter ve belgeler gibi kabul edilecektir. Vergi Usul Kanununda ve diğer vergi kanunlarında yer alan defter(tasdike ilişkin hükümler hariç), kayıt ve belgelere ilişkin hükümlerelektronik defter ve belgeler için de geçerlidir. Mükelleflerin, verilerini Başkanlığa göndermiş olmaları, defter vebelgelere ilişkin muhafaza ve ibraz ödevlerini ortadan kaldırmamaktadır. Diğer kurumlar tarafından elektronik ortamda tutulan defter ve belgelerin kağıt ortamında ibrazının istenmesi halinde, mükellefler elektronik defterve belgeleri kağıt ortamına aktararak bu yükümlülüklerini yerinegetirebileceklerdir. Bu Tebliğde belirtilen veri formatında yer almayan ve diğer Kanun hükümlerine göre düzenlenmesi, kullanılması veya muhafazası gereken defter ve belgelerin, kağıt ortamında düzenlenmesine, kullanılmasına vemuhafaza edilmesine devam edilecektir. 7-Elektronik Defter ve Belge Sistemine lişkin Diğer UygulamalarBaşkanlık, durumlarını da dikkate alarak mükelleflerin;1- Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlemek zorunda oldukları belgelerin tamamı veya bir kısmını (asıl nüshayı) kağıt ortamında düzenleyerek ilgili kişilere vermelerine ve sadece bu belgelerin ikinci nüshalarını, 2- Vergi kanunlarına göre tutmak zorunda oldukları defterleri, 3- Vergi kanunlarına göre tutmak zorunda oldukları defterlerin yanındaVergi Usul Kanunu uyarınca düzenlemek zorunda oldukları belgelerin tamamı veya bir kısmını (asıl nüshayı) kağıt ortamında düzenleyerek ilgili kişilere vermelerine ve sadece bu belgelerin ikinci nüshalarını,
--------------------------------------------------------------------------------

124/7 4-Vergi kanunlarına göre tutmak zorunda oldukları defterlerin yanındabu defterlerin dayanağı olan belgelerden sadece alış ve gider belgesimahiyetinde olanları veri formatına uygun şekilde elektronik ortamdaelektronik defter ve/veya belge olarak muhafaza etmelerine, bir veyabirkaçını uygulamalarına (Tebliğin diğer bölümlerinde yer alan usul veesaslara uyulmak şartıyla) izin vermeye ve lüzumu halinde verilen izinleri kaldırmaya yetkilidir. 8- znin ptali ve Cezai MüeyyidelerElektronik verileri içeren DVD-R’ların normal süresinden sonra yazılıolarak istenmesine rağmen verilmemesi, Başkanlığa gönderilen ancak belirlenen formata uygun olmaması nedeniyle kabul edilmeyen verilerin, yeniden verilen süre içerisinde de verilmemesi halinde; bu Tebliğe göreverilen izin Başkanlıkça iptal edilebilecektir. zinleri Başkanlıkça iptaledilen mükellefler, 5 yıl süre ile bu Tebliğ ile getirilen uygulamadan yararlanamayacaklardır. zni iptal edilen mükellefler, on gün içinde defter ve belgelerini tasdik ettirecek veya anlaşmalı matbaalara bastıracak ve eski usulde deftertutmaya ve belge düzenlemeye başlayacaklardır. Mükelleflerin elektronik ortamda tuttukları defter ve belgelere ait DVD-R’ları veya gerekmesi halinde orijinal verilerinin, yetkili kişilere ibrazedilmemesi halinde Vergi Usul Kanunun ilgili hükümlerine göre işlemyapılacaktır. Söz konusu Tebliğ ile belirlenen usul ve esaslara uymadıkları tespitedilenler adına, işledikleri fiile göre VUK’dayazılı cezalar uygulanacaktır.

mukteza ozelge talebi nasil yazilir

15-MÜKELLEFLER VERGİ İLE İLGİLİ UYGULAMALARDA TEREDDÜT ETTİKLERİ KONULARLA İLGİLİ İZAHAT TALEBİNDE BULUNABİLİRLER.(V.U.K.413.Md.MÜKTEZA TALEBİ)

V.U.K.’nun 413.maddesinde “Mükellefler, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususlarda yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından müphem ve tereddüt mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilirler” denilmektedir.Buna göre Vergi Dairesi Başkanlıklarına bağlı mükellefler ilgili Başkanlıklardan; diğer mükellefler ise Defterdarlığımıza bağlı

-Katma Değer Vergisi Kanunu, 6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulu Hakkındaki Kanun,Diğer Vergi,Resim ve Harçlar, Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğünden

-Gelir V., Kurumlar V., Vergi İadesi, Özel Gider İndirimi; Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğünden ,

-Vergi Usul Kanunu, 3568 Sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu; Denetim Koordinasyon ve Usul Gelir Müdürlüğünden,

Bir dilekçe ile başvurarak V.U.Kanununun 413. maddesine istinaden bilgi talep edebilirler.

İlgili makamdan alınan bilgiye göre hareket eden mükelleflerin bu fiillerinin, Vergi Kanunlarına aykırı bulunduğu sonradan anlaşılırsa; Vergi İdaresince vergi kanunlarına aykırı bulunan bu hareket nedeniyle vergi cezası kesilmez, ancak vergi cezası olarak kabul edilmeyen gecikme faiz ve zammı ise vergi aslı ile birlikte görüş verilen mükelleflerden alınır.


İlgili Makamlarca verilen bu görüş, bizzat görüş verilen mükellef açısından bağlayıcılık taşımakta olup, aynı sorunla karşılaşan mükellefler, başka mükellefe verilen bu özelgeyi öne sürerek vergi ile ilgili uygulamalarına yön veremezler.

Ancak; Gelirler Genel Müdürlüğünce yeni başlatılan bir uygulamayla da mükelleflere kolaylık sağlamak amacıyla Bakanlıkça tayin edilen müktezalardan özellik arz edenler periyodik olarak sirküler halinde Gelirler Genel Müdürlüğünün www.gelirler.gov.tr adresinde yayımlanacaktır. Durumları sirkülerde yayınlanan olaya uyan ve yapılan açıklamalar doğrultusunda işlem yapılan mükellefler adına V.U.K.nun 413. maddesinin son fıkrası uyarınca cezai işlem yapılmayacaktır.

(315 sayılı V.U.K. Tebliği)


--------------------------------------------------------------------------------



Özelge Talebi Dilekçe Örneği


......................... DEFTERDARLIĞI

(Denetim Koordinasyon ve Usul Gelir Müdürlüğü)



......................Vergi Dairesinin...............sicil numarasında kayıtlı ...............vergisi mükellefiyiz.



Yurt dışından ev tipi dikiş makineleri ithal edip yurt içinde toptan satışını yapmaktayız. Mal teslimlerine ait faturalarımızı keserken malın döviz karşılığını o günkü TCMB kurundan değerlendirerek fatura ediyor ve faturanın en altına da döviz tutarını belirtiyoruz. Fatura bedelini çoğunlukla döviz olarak tahsil ediyoruz. Fatura tarihi ile tahsili arasındaki süre içerisinde kur farkı oluşmaktadır. Oluşan bu kur farkını da alıcılarımıza fatura etmekteyiz. Oysa alıcılar fatura bedelini ileriki tarihle de olsa döviz olarak ödediklerinden bu kur farkı faturasını kabul etmek istememektedirler.




Sorumuz Şudur: İthal ettiğimiz ürünlere ait satış faturalarımızı döviz olarak ilan etmekteyiz. Malın tesliminde faturayı döviz olarak kesip altına o günkü TCMB kurunu yazıp, tahsilatını da döviz olarak yaptığımızdan alıcının hesabında oluşacak kur farkını fatura etmeden doğrudan gelir yazmamız mümkün müdür? Değilse öneriniz ne olabilir?



Bu konuda tarafımıza görüş bildirilmesini arz ederiz.
Saygılarımızla, .../.../200....
Mükellefin Adı Soyadı, Unvanı
İmza

Adres:

Tel:

8 Aralık 2007 Cumartesi

mukteza mukellefin adresinde bulunamamasi

T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı
Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü
TARİH: 02/06/2005
SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.YMM.3961

KONU : Mükellefin adresinde bulunamaması
…………………………….
………..Şti.’nin ……… dönemi ile ilgili YMM …………. tarafından düzenlenen KDV iadesi tasdik raporunu dairenize ibraz ederek iade ve mahsup talebinde bulunduğu,
Ödevlinin bilinen adresinde ………. tarihinde yapılan ihracat yoklamasında işyerinin yaklaşık ………. gün önce yandığı ve yangında hiçbir makine ve malzemenin kurtarılamadığı ……….. Müdürlüğü faaliyet alanı olan ……….. adresine taşındıklarının belirtildiği,

Daha sonra mükellefin tarh dosyasının tetkikinde ……….. tarihi itibariyle ……… Müdürlüğü’ne nakil gittiği yangınla ilgili herhangi bir bildirimin olmadığının tespit edildiği bu nedenle, mükellefin ilgili dönem iade işlemlerinin yapılmasında tereddüt hasıl olduğu belirtilerek tarafımızdan görüş sorulmaktadır.

23.11.2001 tarih, 24592 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin II- Özel Esaslar bölümün de ; Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri bu bölümdeki özel esaslara göre yerine getirileceği denilmekte olup,

Yine 1.5’nci maddesinde
……………………….
……………………….
“- Yapılan yoklama ve araştırmalarda mükellefin bilinen adreslerinde bulunamaması (bu durumda olan mükelleflerden iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönem itibariyle vergiye müteallik ödevlerini yerine getirdiği tespit edilenlerin işi bıraktığına ilişkin bildirimde bulunmamış olmaları olumsuz tespit sayılmaz.),”olumsuz tespit sayıldığı,
………………………………
2.3.3’ncü maddesinde, Adreslerinde Bulunmadıkları, Defter ve Belgelerini İbraz Etmedikleri veya Beyanname Vermedikleri Konusunda Tespit Bulunanlar
Adreslerinde bulunmadıkları, mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri konusunda tespit bulunanların iade talepleri münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. Düzenlenecek raporda yukarıdaki olumsuz tespitlerin ortadan kalktığının belirtilmesi halinde genel esaslara dönülür.

Mükellefin başvurusunun değerlendirilmesi veya vergi idaresinin belirlemeleri sonunda olumsuz tespit sayılan nedenlerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde (mükellefin defter ve belgelerini sonradan ibraz etmesi, vermediği beyannameleri usulüne uygun olarak tamamlaması, yoklama ile tespit edilmek kaydıyla geçerli bir adresinin ortaya çıkması gibi) genel esaslara göre iade yapılır.”denilmektedir.

Ayrıca 94/4 Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu İç Genelgesi’nde ilgili vergi dairelerine teslim edilecek YMM tasdik raporlarından tebliğlerle belirlenen rapor dispozisyonuna uygun olarak düzenlemeyen veya eksik bilgi ihtiva edenlerin işleme konulmadan önce yeniden düzenlenmesi için ilgili yeminli mali müşavire iade edilmesi, bunun sağlanmaması durumunda ise iade yapılmadan bu raporların Bakanlığımıza gönderilmesinin gerekmekte olduğu belirtilmiştir.

Buna göre, yukarıda sözü edilen iç genelge uyarınca YMM …………. tarafından mükellefin ……… dönemde adresinde faal ve gerçek mükellef olduğunun tevsik edilmesi halinde mal ve hizmet alımları ve ihracatın gerçek olmadığı konusunda yapılmış bir tespit ve tereddüt edilecek başkaca bir husus da bulunmaması durumunda tecil-terkin iade taleplerinin genel esaslar çerçevesinde (YMM Raporuna göre) yerine getirilmesi mümkün olacaktır.

Ancak, ……….. Şti.’nin adresinde faal olmadığının tespit edilmesi halinde konunun ……….Müdürlüğü’ne incelemeye sevk edilmek üzere ……….. intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

mukteza fazla ve yersiz kdv iadesi

T.C.

İSTANBUL VALİLİĞİ

Defterdarlık Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü


TARİH: 28/06/2005

SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.08.4650



KONU : Fazla ve yersiz tahsil edilen KDV’nin iadesi





………………….



İlgi dilekçenizde; ………’ın İstanbul ……… Müdürlüğü’nden ……. tarihinde ihale ile satın alındığı dökme kuru çay için %8 oranında KDV tahsil edilmesi gerekirken %18 oranında KDV tahsil edildiği belirtilerek fazla ödenen KDV’nin iade edilmesi talep edilmektedir.



3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 8/2. maddesinde vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya katma değer vergisini fatura ve benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde düzenlendiği bu tür vesikalarda KDV gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler. Bu husus kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerlidir. Bu gibi sebeplerle fazla ödenen vergiler, Maliye Bakanlığı’nın belirleyeceği usul ve esaslara göre ilgililere iade edilir, hükmü bulunmaktadır. ( 5035 sayılı Kanunla değişen hali )



Konuyla ilgili olarak yayımlanan, 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin “Fazla Uygulanan Vergilerin İadesi” başlıklı (B) bendinde; 3065 sayılı Kanunun 8/2 madde hükmüne göre yersiz ve fazla hesaplanan vergilerin mükellefi tarafından vergi dairesine yatırılması gerekmektedir. Bu şekilde ödenen vergileri yüklenen kişilerin gerçek usulde KDV mükellefi olması halinde bu vergileri, vergiye tabi faaliyetleri üzerinden hesaplanan KDV’nden indirilebilmesi mümkün olduğundan vergi dairesince bir iade işlemi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yersiz veya fazla olarak uygulanan vergilerin sadece indirim hakkına sahip olmayanlara iadesi konusunda imkan getirilmiştir. İthalat sırasında fazla uygulanan vergiler ise KDV Kanunu’nun 48.maddesi hükmüne göre indirim hakkına sahip olmayanlara Gümrük Kanunu’na göre iade olunacaktır “ denilmektedir.



91 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin; “Fazla ve Yersiz Ödenen Vergilerin İndirim Hakkına Sahip Olanlara İadesi” başlıklı I. bölümünde; 5035 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 8 nci maddesinin 2 numaralı fıkrasında değişiklik yapılarak, fazla ve yersiz ödenen vergilerin indirim hakkına sahip olmayanlar yanında sahip olanlara iadesine de imkan tanındığı ve değişiklik hükmünün Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak fazla veya yersiz ödenen vergilerin indirim hakkına sahip olanlara nakden veya mahsuben iadesinin usul ve esasları açıklanmakta olup, fazla veya yersiz vergiye muhatap olanların katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunmaması bulunsa bile fazla ve yersiz ödenen verginin indirim hakkı tanınmayan işlemlerle ilgili olması halinde bu verginin iadesinin 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (B) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde gerçekleştirilebileceği hükme bağlanmıştır.



Diğer taraftan, Bakanlık Makamı’ndan alınan 20/04/2005 tarihli ve 17501 sayılı yazıda;



“Katma Değer Vergisi Oranlarına İlişkin 2002/4480 B.K.K. Eki Kararı ile mal teslimleri ve hizmet ifalarına uygulanacak katma değer vergisi oranlarının;



a- Ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye tabi işlemler için, %18

b- (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için, % 1

c- (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için, % 8

olarak tespit edilmiştir.



27/12/2004 tarihli ve 2004/8301 sayılı Kararname ile Kararname Eki II sayılı listenin Temel Gıda Maddeleri başlıklı (A) bölümünün 2 numaralı bendi “Süt, süt tozu, yoğurt, ayran, peynir, peynir altı suyu ve tozu, yumurta (likit ve pastörize olanlar dahil), hamur mayası, paketlenmiş kuru çay, şeker pancarının işlenmesi ile elde edilen kristal ve kesme şeker, arı balı, reçel, pekmez, pestil, tahin, helva, su, maden suyu” şeklinde değiştirilerek belirtilen bu ürünlerin teslimlerinde %8 oranında katma değer vergisi hesaplanması gerektiği hükme bağlanmıştır.



…………………………”denilmektedir.



Buna göre, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde çuval, sandık, kraft torba içerisinde paketlenmiş kuru çay teslimlerinde ambalaj büyüklüğüne bakılmaksızın %8 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.



Bunun dışında, paketlenmemiş dökme çaylar Kararname eki listelerde yer almadığından tesliminde %18 oranında KDV uygulanacaktır.



Diğer taraftan, satışa konu çayların paketlenmiş kuru çay olması halinde yersiz olarak tahsil edilip, vergi dairesine ödenen KDV’nin …………’ın vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’nden indirim konusu yapılması indirimle giderilememesi halinde 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmaktadır.



Bilgi edinilmesini rica ederim.

7 Aralık 2007 Cuma

4760 ozel tuketim vergisi kanunu

Kanun Adı:
ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU
Kanun No:
4760
Kabul Tarihi:
6/6/2002
Resmi Gazete Sayısı:
24783
Resmi Gazete Tarihi:
12/6/2002
BİRİNCİ BÖLÜMKonu, Tanımlar, Vergiyi Doğuran Olay, MükellefVerginin konusuMadde 1-
1. Bu Kanuna ekli;
a) (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi,
b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların ilk iktisabı,
c) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayılı listelerdeki malların ithalatı veya imal ya da inşa edenler tarafından teslimi,
d) (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanların özel tüketim vergisi uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı,
Bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tâbidir.
2. (5479 sayılı Kanunun 7'nci maddesiyle değişen fıkra Yürürlük; 08.04.2006)(1) Kanuna ekli listelerde yer alan mallar Türk Gümrük Tarife Cetvelinde tanımlanan eşyalardır. Bu malların tarife numaralarında veya tanımlarında bu Kanuna ekli listeler dışında yapılacak değişiklikler Özel Tüketim Vergisi Kanununun uygulanmasında hüküm ifade etmez,
(1) (5479 sayılı Kanunla değişmeden önceki fıkra)2. Kanuna ekli listelerde yer alan mallar, Türk Gümrük Tarife Cetvelinde tanımlanan eşyalardır.
Tanımlar, teslim ve teslim sayılan haller Madde 2-
1. Bu Kanunun uygulanmasında;
a) İthalat: Verginin konusuna giren malların Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine girişini,
b) İlk iktisap: (II) sayılı listedeki mallardan Türkiye'de kayıt ve tescil edilmemiş olanların kullanılmak üzere ithalini, müzayede yoluyla veya kayıt ve tescil edilmiş olsa dahi 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre iade edilenler de dahil motorlu araç ticareti yapanlardan iktisabını, motorlu araç ticareti yapanlar tarafından kullanılmaya başlanmasını, aktife alınmasını veya adlarına kayıt ve tescil ettirilmesini,
c) Kayıt ve tescil: Motorlu taşıtların ilgili mevzuat gereğince trafik, belediye, liman ile Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce tutulan sivil hava vasıtaları siciline yapılan kayıt ve tescilini,
d) Motorlu araç ticareti yapanlar: (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanları imal, inşa veya ithal edenler ile fabrika, ana bayi, bölge bayii, bayi, yetkili satıcı ve acenteler ile Maliye Bakanlığınca bu nitelikte oldukları tespit edilenleri,
e) Teslim: Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesini,
İfade eder.
2. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci ya da sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. Trampa iki ayrı teslim hükmündedir. Kap veya ambalajların geri verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunların içinde bulunan mallar itibarıyla yapılmış sayılır.
3. Aşağıdaki haller de teslim sayılır:
a) Vergiye tâbi malların, vergiye tâbi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi,
b) Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devri.
Vergiyi doğuran olayMadde 3-
Vergiyi doğuran olay;
a) Mal teslimi veya ilk iktisap hallerinde malın teslimi veya ilk iktisabı,
b) Malın tesliminden önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi,
c) Kısım kısım mal teslim edilmesi mutat olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi,
d) Komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda malların alıcıya teslimi,
e) İthalatta, 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre gümrük yükümlülüğünün doğması, ithalat vergilerine tâbi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescilidir.
(5479 sayılı Kanunun 8' inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 08.04.2006) Bu Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan malların 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca el konulan veya 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinden Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen zorunlu standartlara uymayanlarının rafinerilere teslim edilmesi halinde vergiyi doğuran olay, bu malların rafineriler tarafından tesliminde gerçekleşir ve verginin mükellefi bu teslimi gerçekleştirenlerdir.
Mükellef ve vergi sorumlusuMadde 4-
1. Özel tüketim vergisinin mükellefi, bu Kanuna ekli;
a) (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanları imal, inşa veya ithal edenler ile bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler,
b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanlar için; motorlu araç ticareti yapanlar, kullanmak üzere ithal edenler veya müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenlerdir.
2. Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması halleri ile gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tâbi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

İKİNCİ BÖLÜMİstisnalarİhracat istisnasıMadde 5-
1. Bu Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimleri aşağıdaki şartlarla vergiden müstesnadır.
a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye yapılmalıdır. Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin, yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade eder.
b) Teslim konusu mal, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olmalıdır. Malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirilmek üzere yurt içinde teslimi ihracat sayılmaz.
2. İhraç edilen malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisi ihracatçıya iade edilir. Maliye Bakanlığı, ihraç edilen mallara ait verginin iadesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Diplomatik istisnaMadde 6-
Bu Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı listelerde yer alan malların, karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye'deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve uluslararası anlaşmalarla vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları tarafından kendi ihtiyaçları için ilk iktisabı, ithali veya bunlara teslimi vergiden müstesnadır.
Diğer istisnalarMadde 7-
Bu Kanuna ekli;
1. (I) sayılı listede yer alan malların;
a) Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilâtının ihtiyacı için bu kuruluşlara veya bunların gerek göstermeleri üzerine ve işlemlerin bu kuruluşlar adına yapılması koşuluyla akaryakıt ikmalini yapanlara teslimi,
b) 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama ve istihsal faaliyetlerinde kullanılmak üzere bu faaliyetleri yapanlara teslimi,
c) (4962 sayılı Kanunun 7' nci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 07.08.2003) 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabiî afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi,
2. (5228 sayılı Kanunun 21' inci maddesiyle değiştirilen bent Yürürlük; 31.07.2004)(*) (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;
a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından,
b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,
Beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,
3. (II) sayılı listede yer alan mallardan; uçak ve helikopterlerin Türk Hava Kurumu tarafından ilk iktisabı,
4. (IV) sayılı listedeki 9302.00 ve 93.03 tarife pozisyonunda yer alan malların Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilâtı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne teslimi veya bunlar tarafından ithali,
5. (IV) sayılı listede yer alan malların genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithali,
6. Kanuna ekli listelerdeki mallardan 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi [(5)numaralı fıkrasının (a) bendi ile (7) numaralı fıkrası hariç], geçici ithalat ve hariçte işleme rejimleri ile geri gelen eşyaya ilişkin hükümleri kapsamında gümrük vergisinden muaf veya müstesna olan eşyanın ithali (Bu Kanunun 5 inci maddesinde düzenlenen ihracat istisnası ile 8 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen ihraç kaydıyla teslimlerde verginin tecil ve terkin edilmesi uygulamasından yararlanılarak ihraç edilen, ancak 4458 sayılı Gümrük Kanununun 168, 169 ve 170 inci maddelerinde belirtildiği şekilde geri gelen eşyanın ithalat istisnasından faydalanabilmesi için, bu eşya ile ilgili olarak ihracat istisnasından veya tecil-terkin uygulamasından faydalanılan miktarın gümrük idaresine ödenmesi veya bu miktar kadar teminat gösterilmesi şarttır.),
7. 4458 sayılı Gümrük Kanununun transit, gümrük antrepo, dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme rejimlerine tâbi tutulanlar ile serbest bölgeler ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı mallar,
Vergiden müstesnadır.
(*) (5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki bent) 2. (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tâbi mallardan, münhasıran aracı sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibatı bulunanların malûl ve sakatlar tarafından beş yılda bir defaya mahsus olarak bizzat kullanılmak üzere ilk iktisabı,
Madde 7/A-
(5493 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle eklenen madde Yürürlük; 01.06.2006) Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan 2710.19.41.00.11, 2710.19.41.00.19, 2710.19.45.00.11 ve 2710.19.49.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde; Bakanlar Kurulunca belirlenen sınır kapılarında, 4458 sayılı Gümrük Kanununun ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorkların depolarına (araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposu miktarlarını aşmamak kaydıyla) yalnızca yurt dışına çıkışlarında teslimi vergiden müstesnadır.
Maliye Bakanlığı, bu maddede düzenlenen istisnaya ilişkin usûl ve esasları belirlemeye, istisnayı bu maddeye göre işlem yapanlara verginin iadesi yöntemi ile uygulamaya yetkilidir.
Verginin teciliMadde 8-
(4962 sayılı Kanunun 8' inci maddesiyle değişen fıkra Yürürlük; 07.08.2003)(3) 1. Bu Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere (5335 sayılı Kanunun 28/j maddesiyle değiştirilen ibare Yürürlük; 27.4.2005) mükellefler(4) tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmı, teminat alınmak suretiyle tecil olunur. Söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan vergi terkin edilir. Bu hükümlere uyulmaması halinde, bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutar, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edilir. Ancak, tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi halinde bu vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.
2. İhraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait özel tüketim vergisi, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen vergi terkin olunur. İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde, tecil edilen vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.
3. (III) sayılı listede yer alan malların tamamının ya da bir kısmının tesliminde veya ithalinde tahakkuk eden vergiyi, teminat alınmak suretiyle, bu malların tüketiciye teslimine kadar (bu safha dahil) tecil ettirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
(3) (4962 sayılı Kanunla değişmeden önceki fıkra) 1. Bu Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B)cetvelindeki malların, (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere ithalatçıları veya imalâtçıları tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmı, teminat alınmak suretiyle tecil olunur. Söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan vergi terkin edilir. Bu hükümlere uyulmaması halinde tecil olunan vergi, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edilir. Ancak, tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi halinde bu vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.
(4) (5335 sayılı Kanunla değişmeden önceki ibare) "ithalatçıları veya imalatçıları"
Vergi indirimiMadde 9-
Özel tüketim vergisine tâbi malların, yer aldığı listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen vergi, Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre ödenecek vergiden indirilir.
İstisnaların sınırı ve yetkiMadde 10-
1. Özel tüketim vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.
2. Maliye Bakanlığı, bu Kanunda yer alan istisna ve muafiyetlerin uygulanması ile verginin tecilinde alınacak teminatların türü ve miktarları ile tecil edilen verginin terkinine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜMVerginin Matrahı, Oranı veya TutarıVergileme ölçüleri ve matrahMadde 11-
(5479 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değişen madde Yürürlük; 08.04.2006)(5) 1. (I) sayılı listedeki mallar için belirlenen maktu vergi tutarları kilogram, litre, metreküp, standart metreküp, kilokalori veya bunların alt ve üst birimleri ile gerektiğinde büyüklükleri de dikkate alınarak kap, ambalaj veya adet olarak uygulanabilir.
2. (III) sayılı listedeki mallar için asgari maktu vergi tutarları;
a) (A) cetvelindeki mallardan, 2203.00 G.T.İ.P. numaralı mallar için bir litredeki her bir alkol derecesi, 22.04, 22.05 (2205.10.90.00.12 hariç) ve 2206.00 G.T.İ.P. numaralı mallar için her bir litre, diğer mallar için içerdiği alkolün her bir litresi itibarıyla,
b) (B) cetvelindeki mallar için perakende satışa sunulan sigaraların birim ambalajı içinde yer alan her bir sigara, diğer tütün mamullerinin birim ambalajı içindeki mamulün her bir gramı itibarıyla,
uygulanır.
3. (II), (III) [(B) cetvelindekiler hariç] ve (IV) sayılı listelerdeki mallar için verginin matrahı; bunların teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, hesaplanacak özel tüketim vergisi hariç, katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder.
4. (III) sayılı listenin (B) cetvelindeki mallar için verginin matrahı; bunların nihai tüketicilere perakende satış fiyatıdır.
5. (III) sayılı listedeki mallar için asgari maktu vergi tutarlarına göre hesaplanacak vergi tutarından az olmamak üzere yalnızca nispi vergi uygulanır.
Bakanlar Kurulu bu maddede yer alan vergileme ölçülerini değiştirmeye yetkilidir.

(5) (5479 sayılı Kanunla değişmeden önceki madde)
Madde 11. 1. (I) sayılı listedeki mallar için belirlenen maktu vergi tutarları ile (III) sayılı listedeki mallar için topluca veya ayrı ayrı maktu vergi tutarları tespit edilmesi halinde vergileme ölçüleri; alkol derecesi, kilogram, litre, metre, metreküp, kilokalori veya bunların alt ve üst birimleri ile gerektiğinde büyüklükleri de dikkate alınarak kap, ambalaj veya adet olarak uygulanır. (5281 sayılı Kanunun 36'ncı maddesiyle eklenen cümle Yürürlük; 31.12.2004) Bakanlar Kurulu vergileme ölçülerini değiştirmeye yetkilidir.
2. (II), (III) (tütün mamûlleri hariç) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar için verginin matrahı; bunların teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, hesaplanacak özel tüketim vergisi hariç katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder.
3. (III) sayılı listedeki mallardan tütün mamûllerinde matrah; bunların nihai tüketicilere perakende satış fiyatıdır.
Oran veya tutarMadde 12-
1. Özel tüketim vergisi, bu Kanuna ekli listelerde yazılı malların karşılarında gösterilen tutar ve/veya oranlarda alınır.
2. Bakanlar Kurulu, topluca veya ayrı ayrı olmak üzere;
a) (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarını, her bir mal itibarıyla en yüksek vergi tutarının yarısına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, bu sınırlar içinde mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı tutarlar tespit etmeye,
b) (5479 sayılı Kanunun 10' uncu maddesiyle değişen fıkra Yürürlük; 08.04.2006)(6) (III) sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları her bir mal itibarıyla sıfıra kadar indirmeye, (A) cetvelindeki mallar için dört katına (B) cetvelindeki mallar için yarısına kadar artırmaya, asgari maktu vergiyi her bir mal itibarıyla sıfıra kadar indirmeye, (A) cetvelindeki mallar için iki katına (B) cetvelindeki mallar için bir katına kadar artırmaya, bu sınırlar içinde malların cinsleri, özellikleri, fiyat grupları, alkol dereceleri ve içerdiği alkol miktarına göre farklı vergi oranı ve asgari maktu vergi tutarı belirlemeye,
c) (II) sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları bir katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye; uygulanmakta olan oranları EURO normlarını sağlayan katalitik konvertör sistemi ile teçhiz edilmiş taşıtlarda yarısına kadar indirmeye, kanunî oranına kadar çıkarmaya,
d) (IV) sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları sıfıra kadar indirmeye, (5281 sayılı Kanunun 36'ncı maddesiyle eklenen ibare Yürürlük; 31.12.2004) % 25'e kadar artırmaya,
e) Listelerde gümrük tarife pozisyonu veya tarife alt pozisyonu olarak yer alan malların her biri için belirlenmiş olan oran veya tutarların alt ve üst sınırları içinde kalmak suretiyle, bu pozisyonların altında yer alan mallar itibarıyla farklı vergi tutarları veya oranları belirlemeye,
Yetkilidir.
3. (5281 sayılı Kanunun 36'ncı maddesiyle bu fıkra yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 31.12.2004)(7)
4. (5228 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle değiştirilen fıkra Yürürlük; 30.08.2004)(8) (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarının, bu maddenin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından farklı tespit edilmesi halinde; Maliye Bakanlığı vergi farklılaştırmasını, verginin mükellefe veya vergiye tâbi işlemlere taraf olanlara iadesi yöntemi ile uygulamaya, teminat istemeye, bu teminatın türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esaslar ile verginin iadesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(6) (5479 sayılı Kanunla değişmeden önceki bent) b) (5228 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle değiştirilen bent Yürürlük; 30.08.2004) (*) (III) sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları (5281 sayılı Kanunun 36'ncı maddesiyle değiştirilen ibare Yürürlük; 31.12.2004) (**) her bir mal itibariyle sıfıra kadar indirmeye, (A) cetvelindeki mallar için dört katına (B) cetvelindeki mallar için yarısına kadar artırmaya, maktu vergiyi her bir mal itibariyle sıfıra kadar indirmeye, (A) cetvelindeki mallar için iki katına (B) cetvelindeki mallar için bir katına kadar artırmaya, bu sınırlar içinde malların cinsleri, özellikleri, fiyat grupları, alkol dereceleri ve içerdiği alkol miktarına göre farklı vergi oranı ve maktu vergi tutarı belirlemeye, listedeki her bir mal itibariyle nispî ve maktu verginin yalnızca birisini uygulatmaya, yalnızca nispî vergi uygulanması halinde hesaplanan özel tüketim vergisinin maktu vergi tutarından az olmaması şartını koymaya,
(*) (5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki bent) (III) sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları; yarısına kadar indirmeye, tütün mamulleri için yarısına, diğer mallar için dört katına kadar artırmaya, bu oranlara isabet eden vergi tutarlarını dikkate alarak mal cinsleri, özellikleri, alkol derecesi itibarıyla maktu vergi tutarları belirlemeye, maktu vergi tutarları ile vergi oranlarını aynı mal için birlikte veya ayrı ayrı uygulatmaya, mal cinsleri veya özellikleri itibarıyla en çok satılan mamule isabet eden özel tüketim vergisi miktarının beş katına kadar asgari vergi tutarları belirlemeye, aynı cins veya özellikteki mallar için nispî ve/veya maktu tutarda hesaplanacak vergi toplamının asgari vergi tutarından az olmaması şartını koymaya,
(**) (5281 sayılı Kanunla değişmeden önceki ibare) "her bir mal itibariyle yarısına kadar indirmeye"
(7) (5281 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki fıkra) (I) sayılı listedeki mallar için belirlenen maktu vergi tutarları ile (III) sayılı listedeki mallar için maktu ve/veya asgarî vergi tutarları belirlenmesi halinde bu tutarlar, her ay, bir önceki ayda uygulanan vergi tutarları esas alınmak suretiyle Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından aylık olarak ilân edilen toptan eşya fiyatları indeksinde bir önceki aya göre meydana gelen değişim oranında, bu değişimin ilânını izleyen günden itibaren değişir. Bakanlar Kurulu belirleyeceği mallar ve aylar itibarıyla bu değişimi uygulatmamaya, maktu vergi tutarlarını Avrupa para birimi veya yabancı para birimleri karşılığı Türk Lirası olarak uygulatmaya, uygulama dönemlerini gün veya ay olarak belirlemeye, vergileme ölçülerini değiştirmeye de yetkilidir.
(8) (5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki fıkra) (4962 sayılı Kanunun 9' uncu maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 07.08.2003) (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarının, bu maddenin 2 nci fıkrasının (a) bendi uyarınca, Bakanlar Kurulu tarafından farklı tespit edilmesi halinde; Maliye Bakanlığı teminat istemeye ve bu teminatın türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Müteselsil sorumluluk ve ceza uygulamasıMadde 13-
1. Gerçek veya tüzel kişiler tarafından ithal edilen ham petrolün Türkiye'deki rafinerilere fason olarak rafine ettirilmesi sonucu elde edilen (I) sayılı listedeki malların tesliminde doğacak özel tüketim vergisinin ödenmesinden, ham petrol ithalini gerçekleştirenlerle birlikte, ilgili rafineri şirketi müteselsilen sorumludur.
2. (I) sayılı listedeki malları teslim alanların, bu malları daha yüksek tutarda vergiye tâbi bir mal olarak kullanmak veya üçüncü kişilere satmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet vermeleri halinde, ziyaa uğratılan vergi bunlar adına tarh olunur ve tarhiyata 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası uygulanır.
3. (II) sayılı listedeki malların ilk iktisabı, teslimi veya ithaline ilişkin işlemleri gerçekleştirenler, bu işlemlerden önce özel tüketim vergisinin ödendiğini gösteren belgeleri aramak zorundadırlar. Bu mecburiyete uymamak suretiyle gerekli verginin ödenmesinden önce işlem yapan gümrük memurları, kayıt ve tescile yetkili memurlar, motorlu araç ticareti yapanlar, bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler ile icra memurları, ziyaa uğratılan vergi, vergi cezası ve gecikme faizinden mükellefle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Ancak bunlar, ödemek zorunda kaldıkları vergi, ceza ve faizler için mükellefe rücu hakkına sahiptirler.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜMVerginin Beyanı, Tarhı ve Ödenmesi, Verginin Belgelerde Gösterilmesi,Matrahta, Vergide ve Mükellefiyette DeğişikliklerVerginin beyanı, tarhı ve ödenmesiMadde 14-
1. Özel tüketim vergisi, mükelleflerin yazılı beyanları üzerine tarh olunur. Şu kadar ki, adi ortaklıklarda verginin ödenmesinden ortakların tamamı müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birisi tarhiyata muhatap tutulur. Bu vergi, beyannamenin verildiği günde, beyanname posta ile gönderilmişse vergiyi tarh edecek daireye geldiği tarihi takip eden yedi gün içinde tarh edilir. Vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir. Vergilendirme dönemi; bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki mallar için her ayın ilk onbeş günlük birinci ve kalan günlerinden oluşan ikinci dönem, (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanların tesliminde, faaliyette bulunulan takvim yılının birer aylık dönemleridir. Beyanname, (I) sayılı listedeki mallar için vergilendirme dönemini izleyen onuncu günü, diğer mallar için vergilendirme dönemini izleyen ayın onbeşinci günü akşamına kadar mükellefin katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verilir.
2. (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tâbi mallara ait özel tüketim vergisi beyannamesi, ilk iktisap ile ilgili işlemlerin tamamlanmasından önce bu işlemlerin yapıldığı yer vergi dairesine verilir ve vergi aynı günde ödenir.
3. İthalatta alınan vergi, ilgili gümrük idaresince hesaplanır ve gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyanname veya diğer belgeler üzerine imza alınmak suretiyle mükellefe, kanunî temsilcisine veya gümrük müşavirine tebliğ edilir. Bu tebliğ üzerine ortaya çıkacak ihtilaflar için ithalat vergilerinin tâbi olduğu usul ve esaslar uygulanır. Bu vergi, ithalat vergileri ile aynı zamanda ödenir. İthalat vergilerine tâbi olmayan mallara ait vergi, gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyannamenin veya diğer belgelerin tescili tarihinde, bu tarihteki oran veya tutarlar üzerinden hesaplanarak tahsil edilir.
4. Bakanlar Kurulu, (I) sayılı listedeki mallar için vergilendirme dönemini gün veya ay olarak belirlemeye, beyanname verme ve vergi ödeme süresini kısaltmaya, vergilendirmeyi ithal aşamasında gümrük idaresine yaptırmaya yetkilidir.
5. Maliye Bakanlığı; bu Kanun gereğince verilmesi gereken beyannamelerin şekil ve muhtevasını belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde tutarak mükellefin müracaatı üzerine veya resen tarh yerini tayin etmeye, işlemin mahiyetine göre verginin işlemden önce ödenmesi şartını koymaya, müzayede yoluyla yapılan satışlarla ilgili vergilerin beyanı ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, (III) sayılı listedeki mallara ait verginin bandrol usulü ile tahsiline ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri tespit etmeye yetkilidir. Verginin belgelerde gösterilmesi, matrahta, vergide ve mükellefiyette değişikliklerMadde 15-
1. Mükellefler özel tüketim vergisini satış belgelerinde ayrıca göstermeye mecburdurlar. Vergiye tâbi bir işlem söz konusu olmadığı veya bu Kanun kapsamına giren vergiyi fatura veya benzeri belgelerde göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür belgelerde bu vergiyi gösterenler, söz konusu vergiyi beyan ve ödemekle mükelleftirler. Bu hüküm Kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir tutarı gösteren mükellefler için de geçerlidir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tâbi olan malların kayıt ve tescil edildikten sonra iade edilmesi hali hariç, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya diğer nedenlerle matrahta değişiklik vuku bulduğu ya da yersiz veya fazla vergi hesaplandığı hallerde vergiye tâbi işlemleri yapmış olan mükellefler; bunlarla ilgili borçlandıkları ya da ödedikleri vergiler için değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve meydana geldiği dönem içinde düzeltme yapabilirler, bu vergiden mahsup edebilirler veya iade talebinde bulunabilirler. (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi olan mallar için dönem şartı aranmaz. Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması, yersiz veya fazla ödenen verginin alıcıya iade edilmesi ve bu işlemlerin defter kayıtları, belgeler ile beyannamede gösterilmesi şarttır.
2. a) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların, veraset yoluyla intikaller hariç ilk iktisabında istisna uygulanan malların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır.
b) (5228 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiyle değiştirilen bent Yürürlük; 03.08.2004)(9) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların, ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde (5281 sayılı Kanunun 37'nci maddesiyle eklenen ibare Yürürlük; 31.12.2004) 87.02 (Otobüs ve midibüs hariç), 87.03 veya 87.04 ("Diğerleri" grubu hariç) tarife pozisyonlarında yer alan mallara dönüştürülmesi halinde, daha önce ödenen vergi mahsup edilmek suretiyle bu malların ilk iktisabındaki matrah esas alınarak değişiklik uyarınca adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, değişikliğin kayıt ve tescili tarihinde dönüştürülen mallar için geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır.
3. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(9) (5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki bent) b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların, beş yıl içinde 87.03 tarife pozisyonunda yer alan mala dönüştürülmesi halinde daha önce ödenen vergi mahsup edilmek suretiyle bu malların ilk iktisabındaki matrah esas alınarak değişiklik uyarınca adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, değişikliğin kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır.

BEŞİNCİ BÖLÜMGümrük idarelerince alınan özel tüketim vergisine ilişkin hükümlerMadde 16-
1. İthalde alınan özel tüketim vergisi gümrük makbuzunda ayrıca gösterilir. İthalat vergilerinin maktu veya sabit oranlı alındığı hallerde tarife, malın ithalinde alınacak özel tüketim vergisi de dahil edilmek suretiyle tespit olunur.
2. 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince ithalat vergileri teminata bağlanarak işlem gören mallara ait özel tüketim vergisi de aynı usule tâbi tutulur.
3. Bu Kanuna göre gümrükte vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek ithal edilen malların hiç alınmamış veya eksik alınmış özel tüketim vergisi ile vergiden müstesna olduğu halde yanlışlıkla alınan veya fazla alındığı anlaşılan özel tüketim vergisi hakkında 4458 sayılı Gümrük Kanunundaki esaslara göre işlem yapılır. İthal edilecek mala ilişkin beyan üzerinden hesaplanan vergiler ile muayene ve denetleme sonucu hesaplanan vergiler arasındaki farklarda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca ithalat vergileri noksanlıklarında uygulanacak esaslara göre para cezası kesilir.
4. (I) sayılı listedeki malların ithalinde, ödenecek özel tüketim vergisine karşılık olmak üzere türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esasları Maliye Bakanlığınca belirlenmek suretiyle teminat alınır.

ALTINCI BÖLÜMDiğer HükümlerÖzel tüketim vergisi hâsılatının paylaşımıMadde 17-
1. Bu Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan mallardan tahsil edilen özel tüketim vergisi hâsılatının tamamından, (II) sayılı listede yer alan mallardan tahsil edilen özel tüketim vergisi hâsılatının % 28'inden ve (III) sayılı listede yer alan mallardan tahsil edilen özel tüketim vergisi hâsılatının % 60'ından, 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile (5281 sayılı Kanunun 43/5'inci maddesiyle değiştirilen ibare Yürürlük; 31.12.2004) 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu hükümlerine(10) göre mahallî idarelere pay verilmez.
2. Bu Kanuna ekli (III) sayılı listede yer alan mallar üzerinden tahsil edilen özel tüketim vergisi hâsılatından;
a) 3238 sayılı Kanunla kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonuna % 7,9 oranında pay ayrılır. Bu hükme göre ayrılacak pay, Maliye Bakanlığınca, tahsilâtın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Merkez Bankasındaki Fon hesabına yatırılır.
b) (5217 sayılı Kanunun 31/10'uncu maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 01.01.2005)(11)
c) (5217 sayılı Kanunun 31/10'uncu maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 01.01.2005)(12)
d) (5217 sayılı Kanunun 31/10'uncu maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 01.01.2005)(13)
e) 3.1.2002 tarihli ve 4733 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yer alan giderlerde kullanılmak üzere % 0,2 oranında pay ayrılır.
3. (5217 sayılı Kanunun 31/10'uncu maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 01.01.2005)(14)
4. (5217 sayılı Kanunun 18'inci maddesiyle değiştirilen fıkra Yürürlük; 01.01.2005)(15) Bakanlar Kurulu, bu madde uyarınca özel tüketim vergisi hasılatından verilecek paylara ilişkin oranları topluca veya ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.

(10) (5281 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki ibare) 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun hükümlerine
(11) (5217 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki bent ) % 18 oranında hesaplanarak Maliye Bakanlığı merkez saymanlığına yatırılan paylar onbeş gün içinde, Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan % 16'sı dağılımı Başbakan onayı ile belirlenmek suretiyle Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü bütçelerinde, % 52'si Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde, % 32'si ise Sağlık Bakanlığı bütçesinde açılacak özel tertiplere ödenek kaydedilir ve parası merkez saymanlığınca aynı süre içinde bir kamu bankasında anılan kurumlar adına açılacak özel hesaplara yatırılır. Bu kaynaktan yapılacak harcamalar 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa ve 832 sayılı Sayıştay Kanununun 30 ilâ 37 nci maddelerinde yer alan vize ve tescil hükümleri ile 180 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesi hükümlerine tâbi değildir. Bu ödeneklerden yılı içerisinde harcanmayan miktarlar ertesi yıl bütçelerine devren gelir ve ödenek kaydolunur. Bu hükümlere göre yapılacak harcamalardan yatırım niteliğinde olanlar yıllık programla ilişkisi kurulmak üzere yılı içerisinde Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığına bildirilir.
(12) (5217 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki bent ) 4342 sayılı Mera Kanununun 30 uncu maddesinde belirtilen harcamalarda kullanılmak üzere % 1 oranında pay ayrılır. Bu pay hakkında da anılan madde hükümleri uygulanır.
(13) (5217 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki bent ) 13.10.1988 tarihli ve 3480 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahiplerine ödenmek üzere % 3,4 oranında pay ayrılır. Bu hükme göre ayrılacak pay, Maliye Bakanlığınca bir kamu bankası nezdinde "Malûller, Şehit Dul ve Yetimleri Hesabı" adıyla Maliye Bakanlığı adına açılacak hesaba, verginin tahsil edildiği ayı izleyen ay içinde merkezden aktarılır. Bu paralar, Maliye Bakanlığınca vadeli, vadesiz bir veya birden fazla hesapta bulundurulabilir ve cari faiz oranından az olmamak üzere yatırıldığı günden itibaren faize tâbi tutulur. Bankalara, bu hesapla ilgili hizmetler için masraf veya komisyon adı altında herhangi bir ödeme yapılmaz. Diğer kanunlarda, 13.10.1988 tarihli ve 3480 sayılı Kanunun 1 ve 2 nci maddelerine yapılan atıflar bu bende yapılmış sayılır. Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan oranı bir katına kadar artırmaya yetkilidir.
(14) (5217 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki fıkra) Bu Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan mallar üzerinden tahsil edilen özel tüketim vergisi hâsılatından % 28 oranında hesaplanarak Maliye Bakanlığı merkez saymanlığına yatırılan paylar onbeş gün içinde, Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye özel gelir, diğer yandan bu maddenin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde sayılan kurumların bütçelerinde açılacak özel tertiplere aynı hükümler çerçevesinde ödenek kaydedilir. Bu kaynağın paylaşımı ve yapılan harcamalar da anılan bent hükmüne tâbidir.
(15) (5217 sayılı Kanunla değişmeden önceki fıkra) Bakanlar Kurulu, bu madde uyarınca özel tüketim vergisi hâsılatından verilecek paylara ilişkin oranları topluca veya ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, (2) numaralı fıkranın (b) bendi ile (3) numaralı fıkrada belirtilen kurumların alacakları payları kendi içinde yirmi puana kadar artırmaya veya indirmeye yetkilidir.
Yürürlükten kaldırılan hükümlerMadde 18-
1. 10.9.1960 tarihli ve 79 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (c) bendi,
2. 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı trafik harçlarını düzenleyen (9) sayılı tarifenin "(I.) Tescil harçları" bölümü,
3. 1318 sayılı Finansman Kanununun 1 ilâ 10 uncu maddeleri ile geçici 1, geçici 2 ve geçici 3 üncü maddeleri,
4. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 60 ıncı maddesi,
5. 3074 sayılı Akaryakıt Tüketim Vergisi Kanunu,
6. 7.11.1985 tarihli ve 3238 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi,
7. 24.3.1988 tarihli ve 3418 sayılı Kanunun 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 39 uncu maddeleri,
8. 13.10.1988 tarihli ve 3480 sayılı Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri,
9. 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının (2) numaralı bendi ile (B) fıkrası,
10. 4342 sayılı Mera Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi,
11. 21.2.2001 tarihli ve 4629 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi,
12. 20.6.2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin (d) fıkrasının (1) ve (3) numaralı alt bentleri,
13. 3.1.2002 tarihli ve 4733 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
Gecici Madde 1-
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce teslimi, iktisabı veya ithali gerçekleşen mallara ait vergi, harç, fon ve paylar, bu işlemlerin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlere göre tahsil edilir. Maliye Bakanlığı, vergi mükerrerliğini önlemek amacıyla bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Gecici Madde 2-
Bu Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallardan ilgili mevzuatı gereğince Türkiye'de kayıt ve tescil edilmiş olanların, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren iktisabında veya vekaletname ile tasarruf hakkının devralınmasında 1318 sayılı Finansman Kanununun taşıt alım vergisine ilişkin hükümleri, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı trafik harçlarını düzenleyen (9) sayılı tarifenin "(I.) Tescil harçları" bölümü ve 4306 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının (2) numaralı bendi uygulanmaz.
Gecici Madde 3-
(4962 sayılı Kanunun 10'uncu maddesiyle eklenen geçici madde Yürürlük; 07.08.2003) Bu maddenin yayımı tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar 4760 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı listedeki [(87.11), (88.02), (8901.10.10.00.11), (8901.10.90.00.11) ve (89.03) G.T.İ.P. numaralı araçlar hariç] kayıt ve tescile tâbi 20 ve daha büyük yaştaki taşıt araçları adına kayıtlı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından, bu araçların bir daha kullanılmamak üzere hurdaya çıkartılarak, hurdaya çıkarılan araçla aynı cinsten [(87.03) G.T.İ.P. numaralı araçlardan sadece motor silindir hacmi 1600 cm3'ü geçmeyen] bir aracın ilk iktisabında özel tüketim vergisi 3.500.000.000 (2004 yılı için 4.500.000.000) lira eksik hesaplanır. Verginin bu tutarın altında olması halinde özel tüketim vergisi hesaplanmaz.
5.1.1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamına giren kurumlar (belediyeler hariç) bu indirimden yararlanmazlar.
Hurdaya çıkartılan araçların yaşı, tescil işleminin yapıldığı yıl dikkate alınmaksızın, tescil belgesinde yazılı model yılında aracın bir yaşında olduğu kabul edilmek suretiyle tespit olunur.
Hurdaya çıkartılacak taşıtın birden fazla gerçek veya tüzel kişi adına tescilli olması halinde; bunların ilk iktisaplarında eksik hesaplanacak vergi tutarı, hurdaya çıkartılan taşıttaki hisseleri nispetine göre bulunur.
Bakanlar Kurulu, bu madde uyarınca eksik hesaplanacak özel tüketim vergisi tutarını yarısına kadar indirmeye, kanunî tutarına kadar yeniden çıkarmaya yetkilidir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Gecici Madde 4-
(5335 sayılı Kanunun 20'nci maddesiyle eklenen geçici madde Yürürlük; 27.04.2005) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamına alınan kuruluşlara ait malların, aynı Kanun hükümleri kapsamında devredilmesi halinde vergiyi doğuran olay, bu malların devralanlar tarafından tesliminde gerçekleşir ve özel tüketim vergisinin mükellefi bu teslimi gerçekleştirenlerdir.
YürürlükMadde 19-
Bu Kanunun;
a) Geçici 2 nci maddesi yayımı tarihinde,
b) 15 inci maddesinin 2 numaralı fıkrasının (b) bendi 1.8.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) Diğer hükümleri 1.8.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.
YürütmeMadde 20-
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


Özel Tüketim Vergisi Oranları İçin Tıklayın